Ana içeriğe atla

Yasin Suresinin Gizemi ve Tasrifi

Yâsîn Sûresi'nin Gizemli Dünyası: Metinlerde Saklı Sırlar ve Ruhani Uygulamalar Üzerine Bir İnceleme

1.0 Giriş: Kur'an'ın Kalbinden Ezoterik Boyuta

İslam geleneğinde Yâsîn Sûresi, kendisine atfedilen "Kur'an'ın Kalbi" unvanıyla merkezi bir konuma sahiptir. Bu tabir, onun teolojik ve manevi derinliğini ifade ederken, kaynak metinler bu yüzeysel tanımlamanın ötesinde, sûrenin çok daha derin, gizemli ve operasyonel bir boyutunu ortaya koymaktadır. Bu metinler, Yâsîn Sûresi'ni sadece ilahi bir mesajın taşıyıcısı olarak değil, aynı zamanda belirli ruhani (manevi ve metafizik) hedeflere ulaşmak için kullanılan karmaşık bir anahtar sistemi olarak sunar. Sûrenin ayetleri, kelimeleri ve hatta harfleri, ilahi isimler ve özel yeminlerle birleşerek, maddi ve manevi alemler üzerinde etki kurmayı amaçlayan bir güç formülüne dönüşür.

Bu incelemenin temel amacı, söz konusu kaynak metinler çerçevesinde Yâsîn Sûresi'nin bu ezoterik (batıni, gizli) yapısını deşifre etmektir. Metinlerde sûrenin nasıl bir ruhani teknoloji olarak kavramsallaştırıldığını, hangi mekanizmalarla aktive edildiğini ve hangi amaçlar için kullanıldığını analiz edeceğiz. Bu yolculuk, sûrenin lafzının ardında yatan ve Havâs ilmi geleneği içinde şekillenen gizli potansiyeli aydınlatmayı hedeflemektedir. İncelememiz, bu ruhani potansiyelin hangi teolojik temel üzerine inşa edildiğini anlamakla başlayacaktır.

2.0 Yâsîn Sûresi'nin Temeli: Vahyin Mesajı ve Ruhani Potansiyeli

Yâsîn Sûresi'ne dayalı ezoterik uygulamaların derinliğini kavramak, öncelikle sûrenin kendi teolojik mesajını ve içerdiği temel kavramları anlamayı gerektirir. Kaynak metinlerdeki ruhani formüller, bu temel üzerine inşa edilmiştir ve güçlerini buradan almaktadır. Sûrenin başlangıcı olan "Yâsîn ve'l Kur'âni'l Hakîm" (Yâsîn. Hikmet dolu Kur'an'a andolsun ki...) ifadesi, metnin ilahi bir bilgelik ve güç kaynağı olduğunu en başından ilan eder.

Sûrenin temel teolojik temaları arasında peygamberliğin doğruluğu, yeniden dirilişin mutlaklığı ve Allah'ın yaratma kudretinin sınırsızlığı yer alır. Özellikle "İnnâ nahnu nuhyi'l mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârahum" (Şüphesiz biz, ölüleri diriltiriz ve onların önden gönderdiklerini de, eserlerini de yazarız) ayeti, ilahi iradenin yaşam ve ölüm üzerindeki mutlak kontrolünü vurgular. Bu kontrol fikri, ezoterik uygulamaların temel mantığını oluşturur. Eğer Allah ölüleri diriltebiliyorsa, O'nun isimleri ve ayetleri aracılığıyla dünyevi işlerin yönlendirilmesi de mümkündür.

Bu bağlamda iki kilit kavram öne çıkar:

  1. İmâmın Mübîn (Apaçık Kayıt): Sûrede geçen "ve kulle şey'in ahsaynâhu fî imâmin mubîn" (Biz, her şeyi apaçık bir kayıtta sayıp döktük) ifadesi, evrendeki her şeyin ilahi bir bilgi sisteminde kayıtlı olduğu fikrini sunar. Bu kavram, olayların ve varlıkların kaderine müdahale etme veya en azından bu ilahi bilgiden yararlanma potansiyelini barındıran bir kapı olarak yorumlanır. Bu "apaçık kayıt" fikri, ilerleyen bölümlerde göreceğimiz üzere, Fatiha'nın her ayetinin belirli bir melek, hizmetkâr ve ilahi isim grubuyla sistematik olarak eşleştirilmesinin ezoterik temelini oluşturur; bu listeler, adeta o ilahi kaydın bir yansıması veya ona erişim kodları olarak sunulur.
  2. Kün fe yekûn (Ol der, o da oluverir): Sûrenin son ayetlerinden olan "İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kun fe yekûn" (Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri yalnızca "Ol!" demektir; o da hemen oluverir) ayeti, ilahi iradenin aracısız ve anlık yaratma gücünü ifade eder. Bu ilke, duaların ve azimetlerin neden anında etki etme potansiyeli taşıdığına dair teolojik bir zemin sunar.

Bu temel teolojik ilkeler, Yâsîn Sûresi'ni pasif bir metin olmaktan çıkarıp, ilahi gücü harekete geçirme potansiyeli taşıyan aktif bir araca dönüştürür. Bir sonraki bölümde, bu potansiyelin Havâs ilmi çerçevesinde nasıl sistematik bir şekilde kullanıldığını ve "Azimet" kavramının bu sistemdeki rolünü ele alacağız.

3.0 Ezoterik Çerçeve: Azimet, Havâs ve Ruhani Varlıklar Alemi

Kaynak metinlerde sunulan uygulamaların arkasındaki dünya görüşünü anlamak, üç temel kavramın incelenmesini gerektirir: Azimet, Havâs İlmi ve bu ilmin muhatap aldığı ruhani varlıklar hiyerarşisi. Bu çerçeve, Yâsîn Sûresi'nin nasıl bir komut mekanizmasına dönüştürüldüğünü açıklar.

Azimet ve Kasem: Ruhani Varlıklara Yönelik Emir Mekanizması Metinlerde sıkça tekrarlanan Azimet ve Kasem (yemin), belirli bir işin yapılması için ruhani varlıklara yöneltilen kesin ve bağlayıcı bir emri veya yemini ifade eder. Bu, basit bir duadan farklı olarak, ilahi güç ve isimler adına yapılan bir yetki kullanımıdır. "Azmetu aleykum yâ ma'şere'l ervâhi'r rûhâniyye..." (Ey ruhaniler topluluğu, size emrediyorum/yemin veriyorum...) gibi ifadeler, bu mekanizmanın temelini oluşturur. Burada uygulayıcı, kendi şahsı adına değil, Allah'ın izzeti, yüzünün nuru ve isimlerinin hakkı adına konuşarak ruhani varlıkları belirli bir görevi yerine getirmeye mecbur kılan bir antlaşma dili kullanır. Bu emir dili, uygulayıcının kendisini ilahi bir otoritenin vekili olarak konumlandırdığını gösterir. Kişisel arzusunu, Allah'ın isimlerinin ve ayetlerinin kozmik düzeni sağlayan gücüyle birleştirerek, talebini kişisel bir ricadan evrensel bir yasanın icrasına dönüştürmeyi hedefler.

Havâs İlmi: Güç Formüllerinin Bilimi Bu uygulamalar, Havâs İlmi (Harflerin, Kelimelerin ve Ayetlerin Gizli Özellikleri İlmi) adı verilen daha geniş bir ezoterik disiplin içinde yer alır. Bu ilme göre, Kur'an ayetleri ve Allah'ın isimleri (Esmâü'l-Hüsnâ), belirli şekillerde bir araya getirildiğinde kozmik ve ruhani bir etki yaratma potansiyeline sahip "güç formülleri" oluşturur. Kaynak metinler, Yâsîn Sûresi'nin ayetlerini, Esmâü'l-Hüsnâ'dan seçilmiş isimlerle (örn. Yâ Hayyu, Yâ Kayyûm, Yâ Azîz, Yâ Cebbâr) ve hatta anlamı sadece bu gelenek içinde bilinen özel ezoterik isimlerle (örn. Litahtîl, Kecṭafciyûş) birleştirerek bu formülleri inşa eder.

Ruhani Varlıklar Hiyerarşisi Azimetler, belirli bir hiyerarşiye sahip olduğu anlaşılan ruhani varlıklar alemine yöneliktir. Metinlerde bu varlıklar farklı kategorilerde anılır:

  • Melekler: Başta Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail olmak üzere büyük melekler, bu duaların en üst düzey muhataplarıdır. Ayrıca Rukyâîl, Sarfeyâîl, Semsâîl gibi isimlerle anılan diğer melekler de belirli görevleri (örneğin Fatiha'nın ayetleriyle ilişkili görevler) yerine getirmek üzere çağrılırlar.
  • Ruhaniler (Ervâhı Rûhâniyye): Bu, meleklerin alt kategorisinde yer alabilen veya onlardan ayrı olarak kabul edilen, "ruhsal varlıklar" için kullanılan genel bir terimdir. Kendilerine genellikle Allah'ın mutlak gücü ve kudreti hatırlatılarak hitap edilir ve emre itaat etmeleri istenir.
  • Mevkeller ve Hadimler (Hizmetkârlar): Bu varlıklar, belirli ayetlere, isimlere veya günlere "hizmet etmekle" görevli ruhani hizmetkârlardır. Metinlerde geçen "ecib... ente ve huddâmike..." (...sen ve hizmetkârların icabet edin...) ifadesi bu yapıyı açıkça gösterir. Kaynak metinlerde sistematik bir şekilde anılan bu varlıklara Müzhib, Abyad, Ahmer, Burkan, Şemhureş (veya Şemhûruş) ve Meymun gibi isimler örnek verilebilir. Bu varlıkların, kendileriyle ilişkili olan ilahi isim veya ayetin gücüyle harekete geçtiği kabul edilir.

Bu ezoterik çerçeve, Yâsîn Sûresi'nin ayetlerini, evrenin işleyişine müdahale edebilecek ruhani güçleri harekete geçiren bir dizi komut ve anahtar olarak kullanır. Bir sonraki bölümde, bu varlıkları harekete geçirme sürecinin pratik adımları ve mekanizması daha detaylı incelenecektir.

4.0 Uygulamanın Mekanizması: Yâsîn Sûresi ile Yapılan Ruhani Çağrılar

Önceki bölümlerde ele alınan teorik çerçeve, kaynak metinlerde sunulan somut uygulamalarla hayata geçirilir. Bu bölüm, Yâsîn Sûresi'nin ezoterik kullanımının "nasıl" işlediğini, ruhani çağrıların yapısal unsurlarını ve bu unsurların bir araya gelerek nasıl bir etki mekanizması oluşturduğunu ortaya koymaktadır.

Uygulamaların merkezinde yer alan en belirgin amaç, "Sehhir lî kulûbe cemî'i benî Âdem ve benâti Havvâ" (Bütün Âdem oğullarının ve Havva kızlarının kalplerini bana boyun eğdir/bana musahhar kıl) ifadesinde özetlenir. Bu talep, sadece romantik bir sevgi arayışını değil; aynı zamanda sosyal ve profesyonel hayatta saygı görme, kabul edilme, sözünün dinlenmesi ve etki alanının genişletilmesi gibi daha kapsamlı hedefleri de içermektedir. Bu, insanların kalplerini ve zihinlerini olumlu yönde etkileme arzusunun ruhani bir ifadesidir.

Kaynak metinlerdeki "Azimet" ve "Dua" bölümleri incelendiğinde, belirli bir yapısal formülün tekrarlandığı görülür. Bu formül, farklı ruhani katmanları adım adım aktive ederek nihai hedefe ulaşmayı amaçlar. Bu yapı aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

Yapısal Unsur

Kaynak Metinden Örnek İfade

Türkçe Açıklaması ve Amacı

Ayet/Bölüm Okuması

"Yâsîn ve'l Kur'âni'l Hakîm..."

Yâsîn Sûresi'nin ilgili bölümünün okunması, ruhani gücün temelini ve meşruiyet kaynağını oluşturur.

Kasem/Yemin

"Aksemtü aleykum bi havlillâhi ve kuvvetihî..."

Allah'ın gücü ve kudreti adına ruhani varlıklara yemin verilerek, onların göreve sadakatle bağlanması hedeflenir.

Esmâü'l-Hüsnâ Çağrısı

"Yâ Hayyu yâ Kayyûm..." / "Yâ Azîz yâ Cebbâr..."

Allah'ın belirli isimleriyle nida ederek, o isimlerin tecellisinin (belirginleşmesinin) ve gücünün davete dahil edilmesi amaçlanır.

Melek ve Ruhani Çağrısı

"Ecib yâ Rukyâîl ente ve huddâmike..."

İsmi belirtilen meleğin ve ona bağlı hizmetkârların (hadimlerin), emredilen işi yapmak üzere somut olarak çağrılmasıdır.

Ezoterik İsimler

"...bi hakkı Litahtîl" / "...bi hurmeti seydike Kecṭafciyûş"

Anlamları yalnızca ezoterik gelenekte bilinen, özel güçlere sahip olduğu kabul edilen "güç kelimeleri" kullanılarak etkinin artırılması ve spesifik ruhani kanalların aktive edilmesi hedeflenir.

Amaç Bildirimi

"Sehhir lî kulûbe cemî'i benî Âdem..."

Yapılan tüm bu ritüelin nihai hedefinin net, açık ve kesin bir dille ifade edilerek enerjinin odaklanması sağlanır.

Bu yapıya ek olarak, metinler Fatiha Sûresi'nin de Yâsîn Sûresi ile entegre bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Özellikle "Hizbu Havâssı Sureti'l Fatiha ve Suret-i Yasin" bölümünde Fatiha'nın her ayeti, belirli bir melek ve onun hizmetkârını harekete geçiren bir anahtar olarak sunulur. Örneğin, "İyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în" (Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım dileriz) ayeti, melek Mîkâîl ve ona bağlı hizmetkârları göreve çağırmak için bir vasıta olarak kullanılır. Bu, iki büyük sûrenin ruhani potansiyellerinin birleştirildiği karmaşık bir sistemin varlığına işaret eder. Bir sonraki bölümde, bu mekanizmaların kullanıldığı spesifik dua örnekleri daha yakından incelenecektir.

5.0 Metinlerden Örnekler: Yâsîn Duaları ve Sırları

Önceki bölümlerde ortaya konan teorik çerçeve ve uygulama mekanizmaları, kaynak metinlerdeki somut dua ve azimet örnekleriyle canlanır. Bu örnekler, Yâsîn Sûresi'nin ruhani potansiyelini aktive etmek için geliştirilmiş farklı yöntemleri ve katmanlı yapıları gözler önüne serer.

"Dua-yı Yâsîn": Sûrenin Ayetleriyle Allah'a Yakarış

Metinlerde yer alan "Dua-yı Yâsîn", sûrenin kendi ayetlerini ve mucizevi ifadelerini birer referans noktası olarak kullanarak doğrudan Allah'a yönelen bir yakarış formudur. Bu duanın mantığı, sûrede anlatılan ilahi kudret eylemlerini hatırlatarak, benzer bir gücün talep edilen hususta tecelli etmesini istemektir.

Alıntı (Arapça): "اللهم اني اسالك بيسين والقران الحكيم... يا من يحيي العظام وهي رميم..."

Analiz: Bu ifadede dua eden kişi, "Ey çürümüşken kemikleri dirilten!" diyerek Allah'a seslenir. Bu, Yâsîn Sûresi'nin en çarpıcı temalarından birine doğrudan bir göndermedir. Buradaki mantık şudur: Çürümüş kemikleri yeniden hayata döndürmeye muktedir olan Allah için, dua edenin dünyevi veya manevi isteğini yerine getirmek çok daha kolaydır. Dua, sûrenin içeriğini talebin meşruiyeti ve mümkünlüğü için bir delil olarak kullanır.

"Hizbu Havâssı Sureti'l Fatiha ve Suret-i Yasin": İki Sûrenin Güç Birliği

Bu bölüm, Kur'an'ın iki merkezi sûresini birleştiren son derece sistematik bir yapı sunar. Fatiha Sûresi'nin yedi ayetinin her biri, belirli Esmâü'l-Hüsnâ, Yâsîn Sûresi'nin farklı bölümleri ve görevli bir melek (ve hizmetkârı) ile ilişkilendirilir. Bu yapı, adeta bir ruhani kontrol paneli gibi işler:

  • Elhamdülillâhi Rabbi'l Âlemîn: Bu ayet, Yâ Hayyu (Ey Diri Olan) ve Yâ Kayyûm (Ey Her Şeyi Ayakta Tutan) isimleriyle ve Müzhib isimli ruhani hizmetkârla bağlantılıdır.
  • Errahmânir'rahîm: Bu ayet, Yâ Kuddûs (Ey Her Türlü Eksiklikten Münezzeh), Yâ Selâm (Ey Esenlik Veren), Yâ Mu'min (Ey Güven Veren), Yâ Muheymin (Ey Gözetip Koruyan) isimleriyle ve Cebrâîl (a.s.) ile ilişkilendirilir.
  • Mâliki Yevmiddîn: Bu ayet, Yâ Azîz (Ey Üstün Olan), Yâ Cebbâr (Ey İradesini Zorla Kabul Ettiren), Yâ Mütekebbir (Ey Büyüklük Sahibi), Yâ Hâlik (Ey Yaratan) isimleriyle ve Semsâîl isimli melekle bağlantılıdır.
  • İyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în: Bu ayet, Yâ Bâri' (Ey Kusursuzca Var Eden), Yâ Musavvir (Ey Şekil Veren), Yâ Gaffâr (Ey Çok Bağışlayan), Yâ Kahhâr (Ey Her Şeye Galip Gelen) isimleriyle ve Mîkâîl (a.s.) ile ilişkilendirilir.
  • İhdina's-Sırâte'l-Müstakîm: Bu ayet, Yâ Vehhâb (Ey Çokça Hibe Eden), Yâ Rezzâk (Ey Rızık Veren), Yâ Fettâh (Ey Kapıları Açan), Yâ Alîm (Ey Her Şeyi Bilen) isimleriyle ve Sarfeyâîl isimli melekle ilişkilidir.
  • Sırâtallezîne en'amte aleyhim: Bu ayet, Yâ Kâbid (Ey Sıkan, Daraltan), Yâ Bâsıt (Ey Açan, Genişleten), Yâ Hâfıd (Ey Alçaltan), Yâ Râfi' (Ey Yükselten) isimleriyle ve Anyâîl isimli melekle bağlantılıdır.
  • Gayri'l-mağdûbi aleyhim ve le'd-dâllîn: Bu ayet ise Yâ Mu'izz (Ey İzzet Veren), Yâ Muzill (Ey Zillete Düşüren), Yâ Semî' (Ey İşiten), Yâ Basîr (Ey Gören) isimleriyle ve Kesfeyâîl isimli melekle ilişkilendirilir.

İmam Cafer'e Atfedilen Azimet ve Ezoterik İsimler

İmam Cafer es-Sâdık'a atfedilen Azimet metni, ruhani çağrının en ezoterik ve gizemli katmanını temsil eder. Bu metinde, standart Arapça veya bilinen ilahi isimlerin dışında, özel "güç kelimeleri" veya "ruhani frekanslar" olarak kabul edilen ifadeler kullanılır:

"Mâlihin Mâlihin Şelhûyâ Şelhûyâ Kelkelbûyâ Kelkelbûyâ..."

Bu gibi ifadelerin dilbilimsel bir anlamı olması beklenmez. Bunun yerine, ruhani alemlerle iletişim kurduğuna, belirli varlıkları harekete geçirdiğine veya belirli enerjileri çağırdığına inanılan ses titreşimleri olarak işlev görürler. Metin, bu isimlerin ve yapılan yeminin, Süleyman Peygamber'in (a.s.) cinler ve diğer ruhani varlıklar üzerindeki hükümranlığıyla bağlantısını kurarak, çağrının gücünü ve bağlayıcılığını pekiştirir.

Sonuç olarak, bu farklı metinler, Yâsîn Sûresi'nin ruhani potansiyelini açığa çıkarmak için ayetler, ilahi isimler, melek çağrıları, yeminler ve özel güç kelimeleri gibi birçok farklı katmanı ustalıkla bir araya getiren karmaşık bir sistem sunmaktadır. Bu karmaşık yapının nihai amacı ise bir sonraki bölümde ele alınacaktır.

6.0 Sonuç: Nihai Amaç ve Ruhani Disiplin

Bu inceleme boyunca analiz edilen karmaşık ritüeller, çok katmanlı dualar ve güçlü yemin ifadelerinin ardında yatan nihai amacı ve ruhani felsefeyi anlamak, konuyu bütünlüklü bir sonuca ulaştırmak için kritik öneme sahiptir. Kaynak metinler, Yâsîn Sûresi'ni bir güç kaynağı olarak sunarken, bu gücün kullanımını belirli bir disiplin ve adanmışlık çerçevesine oturtur.

Tüm bu ruhani etki ve kontrol arayışına rağmen, metinlerin özünde nihai başvurunun ve gücün kaynağının daima Allah olduğu bilinci yatar. Duaların ve azimetlerin sonunda yer alan "Bi rahmetike yâ Erhame'r Râhimîn" (Ey merhametlilerin en merhametlisi, senin rahmetinle [istiyorum]) gibi ifadeler, bu temel ilkeyi sürekli olarak hatırlatır. Bu, yapılan tüm operasyonel işlemlerin, aslında ilahi rahmet ve izne bağlı olduğu, uygulayıcının ise sadece doğru anahtarları kullanarak bu rahmet kapısını çalan bir aracı olduğu anlayışını pekiştirir. Güç, ayetlerin veya isimlerin kendisinden değil, onların sahibi olan Allah'tan gelir.

Ayrıca, metinlerde "Rijâl'ül Gayb" (Gayb Erenleri/Görünmez Adamlar) gibi tasavvufi kavramlara yapılan atıflar, bu uygulamaların izole bir büyü pratiği olmadığını, aksine daha geniş bir İslami batıni (ezoterik) gelenek içinde yer aldığını göstermektedir. Bu, uygulamanın sadece teknik bir işlemden ibaret olmayıp, aynı zamanda belirli bir manevi olgunluk ve hiyerarşi içinde gerçekleştiğine işaret eder. Bu erenlerden yardım istenmesi, bireysel çabanın ötesinde, manevi bir topluluğun desteğine duyulan ihtiyacı da ortaya koyar.

Netice olarak, kaynak metinlerin ışığında Yâsîn Sûresi, okunup sevap kazanılan bir metin olmanın çok ötesinde bir anlama kavuşmaktadır. O, doğru anahtarlar (Esmâü'l-Hüsnâ), doğru yöntemler (Azimetler, Kasemler) ve en önemlisi doğru niyet ve teslimiyetle kullanıldığında, maddi ve manevi alemler arasında bir köprü kuran, ilahi güce ve yaratılış sırlarına ulaşmada bir vasıta olarak görülen derin ve çok katmanlı bir ruhani teknolojidir. Bu metinler, Yâsîn Sûresi'ni sadece bir güç kaynağı olarak değil, aynı zamanda Kur'an'ın iki temel sûresini (Fatiha ve Yâsîn), Esmâü'l-Hüsnâ'nın belirli setlerini, melekler hiyerarşisini ve onlara bağlı hizmetkârları (Hadimler) katmanlı bir komut zincirinde birleştiren eksiksiz bir ruhani işletim sistemi olarak sunmaktadır. Bu bağlamda sûrenin "Kur'an'ın Kalbi" olması, sadece içerdiği mesajın öneminden değil, aynı zamanda bu metinlere göre, varlık aleminin ruhani dolaşım sistemini harekete geçirme potansiyelinden de kaynaklanmaktadır.

Bu dualar, yeminler ve zikirlerin temel amacı ve yansıttığı ezoterik gelenek, kaynaklarda detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Bu metinler genel olarak İslami ezoterik geleneklerin bir parçası olan Havas İlmi (İlmü'r-Rûhâniyyât) olarak bilinen uygulamaları yansıtmaktadır.

Duaların ve Yeminlerin Temel Amacı (The Fundamental Purpose)

Bu dualar ("Hizb", "Azimet", "Davet" ve "Tasrif" olarak adlandırılan metinler), genellikle Sure-i Yasin ve Sure-i Fatiha gibi Kur'an ayetlerinin ve Allah'ın güzel isimlerinin (Esma-ül Hüsna) manevi güçlerini kullanarak belirli hedeflere ulaşmayı amaçlar.

Temel amaçlar şunlardır:

  1. Mahlukatı Teshir ve Kalpleri Celbetme (Subjugation and Attraction): Duaların en sık tekrar eden ve açıkça belirtilen amacı, "Sana yemin ederim ki, Âdemoğullarının ve Havva kızlarının tümünün kalplerini bana musahhar kıl (boyun eğdir/yumuşat)" ifadesiyle insan kalplerini sevgi, merhamet ve şefkatle çekmek ve yönlendirmektir. Bu, özellikle "Muhabbet, meveddet ve şefkat" (sevgi, şefkat ve merhamet) yoluyla tüm yaratılmışları boyunduruk altına almayı içerir.
  2. Hacetlerin Giderilmesi ve Muradın Gerçekleşmesi: Uygulayıcı, Allah'tan belirli ihtiyaçlarının (hacet) ve amaçlarının (maksûd ve murad) yerine getirilmesini istemektedir. Bu dualarda, "Allah'ım, hacetimi gider ve maksadım ile muradıma ulaştır" talepleri sıklıkla geçer.
  3. Rızık ve Kolaylık Sağlama: Dualar, rızkın açılmasını, işlerin kolaylaştırılmasını ("her zor olanı kolaylaştırmayı") ve iyi şans (hazz-ı cemil) bahşedilmesini talep eder.
  4. Ruhanî Varlıkların (Melekler ve Hadimler) Harekete Geçirilmesi: Metinler, Kur'an ayetlerinin veya Allah'ın isimlerinin gücüyle belirli ruhanî varlıklara (Ruhanîler, Hadimler, Melekler) yemin ederek (iksam) onlardan itaat ve yardım talep etmeyi amaçlar. Bu ruhanî varlıklar, ayetlerin veya isimlerin hadimleri (huddam) olarak anılır ve belirli görevleri yerine getirmeleri için çağrılır.
  5. Korunma ve Düşmanlara Karşı Destek: Dualar aynı zamanda nefret, hile (keyd) ve düşmanların şerrinden korunmayı talep eder.
  6. Gayb Erenlerinden Yardım İstemek: Uygulayıcı, "Ricalü'l-Gayb" (Gayb Erenleri), "Kutublar" (Aktâb), "Evtad" ve "Nukeba" gibi manevi makam sahiplerine seslenerek, "Bana yardım edin (eğisuni) ve bir bakışla (nazra) bana bakın, bana kuvvet verin" diye yakarır.

Yansıtılan Ezoterik Gelenek (The Esoteric Tradition Reflected)

Bu kaynaklardaki dualar ve yeminler, İslami Theurgy (Ruhanî İlimler) veya Havas İlmi geleneğini yansıtmaktadır. Bu gelenek, İslami mistisizm (Tasavvuf) ve manevi uygulamaların bir kolu olarak kabul edilir ve harflerin, isimlerin ve Kur'an ayetlerinin gizli güçlerini kullanmaya odaklanır.

Bu geleneğin göstergeleri şunlardır:

  • Sure ve İsim Güçlerinin Kullanımı: Özellikle Yasin Suresi ve Fatiha Suresi üzerine yoğunlaşan metinler, bu surelerin "havassını" (özel manevi faydalarını/güçlerini) kullanmayı amaçlar.
  • Huddam (Hizmetkârlar) ve Müvekkil (Vekil Tayin Edilmiş) Varlıkların Çağrılması: Dualar, Allah'ın her isminin veya Kur'an'daki her ayetin belirli melekî veya ruhanî varlıklar tarafından hizmet edildiği (huddam) inancına dayanır. Bu hadimler, okunan isimler ve yeminler yoluyla çağrılır ve belirli görevlere tayin edilirler. Bu, tipik bir İlmü'r-Rûhâniyyât uygulamasıdır.
  • Semavi ve Melekî Hiyerarşiye Atıf: Metinlerde Dört Büyük Meleğin (Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail) isimleri anılır ve manevi âlemin üst düzey liderleri olan "Ricalü'l-Gayb" (Gayb Erenleri) çağrılır.
  • Süleyman'ın Mührü ve Ahdi: Cinler ve şeytanlar üzerindeki hükümranlığıyla bilinen Hz. Süleyman bin Davud'un ahdine (covenant) ve mührüne atıfta bulunulur. Bu, İslami uygulamalarda ruhanî varlıkları kontrol etme ve bağlama ritüellerinin kökenini işaret eden yaygın bir motiftir.
  • Harflerin ve İsimlerin Ezoterik Kodları: Metinler içerisinde Kur'an harflerinden türetildiği anlaşılan, ancak net bir anlamı olmayan özel isimler (örneğin: kevacıl, kacığ, şlehvî, kalkelboy, ma hem) ve harf kodlamaları (örneğin: abced, evzeh, taykel) bulunmaktadır. Bu, İlmü'l-Huruf (Harf İlmi) olarak bilinen ezoterik bir alt dalın parçasıdır.

Bu uygulamalar, bir tür manevi mıknatıs görevi görerek (ferromanyetik maddelerin mıknatısı çekmesi benzetmesiyle) istenilen manevi ve maddi amaçlara ulaşmak için ilahi isimlerin ve kutsal metinlerin gücünü kullanma niyetini taşır.

Bu metinlerde belirtilen Allah'ın isimleri, melekler ve hizmetkar ruhlar arasındaki hiyerarşi, temel olarak mutlak İlahi otoriteden başlayıp, O'nun gücüyle görevlendirilmiş ruhani varlıklara doğru inen bir emir komuta zinciri şeklinde tasvir edilmektedir.

Hiyerarşi, kaynaklarda geçen yeminler (aksimler) ve davetler aracılığıyla şu şekilde özetlenebilir:

1. En Üst Seviye: Mutlak İlahi Otorite ve İsimler

Hiyerarşinin en tepesinde, her şeyi kuşatan kudretin kaynağı olan Allah'ın İsimleri (Esma'ül Hüsna) yer alır. Tüm davetler ve yeminler, doğrudan Allah'ın varlığı, gücü ve kutsal isimleri üzerine kuruludur.

  • Hizmetkar ruhların ve meleklerin çağrılması ve itaat etmeye zorlanması, Allah'ın gücü ve kudreti hakkı için (bi-hawli Allahi wa quwwatihi) ve Allah'ın isimleri hakkı için (bi-haqqi Asma’illâh) yapılır.
  • Kullanılan bazı İlahi İsimler: Hayy, Kayyum, Şafi, Kafi, Hadi, Latif, Baki; Rahman, Rahim, Ra'uf, Atuf, Celil, Cebbar; Malik-i Yevmiddin; Sari', Karib, Mücib; Kadir, Muktedir, Latif, Habir, Halık; Hakim, Alim, Allamul Guyub, Nur, Aliy; Kahir, Aziz, Mü'min, Müheymin, Zahir, Kebir; Malik-ül Mülk, Zül Celali vel İkram.
  • Metinler, en yüce gücün Allah, Bir ve Tek (al-Ahad, al-Wahid), ve kendisine eş ve benzer olmayan (Lem yelid ve lem yûled) olduğunu vurgular.

2. İkinci Seviye: Büyük Melekler ve Hükmeden Krallar (Mülûk)

Doğrudan İlahi güce tabi olan ve daha alt seviyedeki ruhlar üzerinde hükümranlık yetkisine sahip olan melekler bu seviyede bulunur.

  • Büyük Melekler (Arş Melekleri): Cebrail (Cibrā'īl), Mikail (Minkā'īl), İsrafil (Isrāfil) ve Azrail (Azrā'īl) gibi melekler, ayetlerin veya İlahi İsimlerin hizmetkârları olarak anılır ve emirleri yerine getirmeleri için çağrılır.
  • Hükmeden Krallar (el-Melik el-Ghalib): Metinlerde, Fatiha ve Yasin surelerinin her bir bölümüne veya İlahi İsimlere atanmış ve hizmetkar ruhlar üzerinde otoritesi olan "Hükmeden Kral"dan bahsedilir (örneğin, "el-Melik el-Ghalib aleyküm emruhû..." – size hükmeden kral ki, onun emri...). Bu kralların isimleri, genellikle Arap harflerinin veya mistik kodların karşılığıdır:
    • Ebced (ابجد)
    • Zehmah (زحمه) veya Uzah (أوزح)
    • Taykal (طيكل)
    • Men Sa' (من سع)
    • Fasbir (فاصبر)
    • Şet Sağtih (شت ثخ)
    • Zagh Daghalahā Tīl Makdihnahlī (ذغ ضغله ها الطيل المقضنحلي)

3. Üçüncü Seviye: Hizmetkar Ruhlar

Hizmetkar ruhlar, Ruhaniyyah (Ruhani/Göksel) ve Ardhiyyah (Arzi/Dünyevi) olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır ve genellikle bir ayetin veya İlahi İsimler grubunun hizmetinde görev yaparlar. Bunlar, kendilerine hükmeden meleklerin veya kralların yetkisi altında hareket ederler.

  • Ruhani Ruhlar (al-Arwah al-Ruhaniyyah): Daha yüksek spiritüel varlıklar olup, Yasin ve Fatiha sureleri okunurken çağrılırlar. Bu ruhlar, genellikle "Qā'im" (Kāim) olarak anılan ana ruhani varlıklar ve onların hizmetkârlarıdır.
  • Arzi Ruhlar (al-Ardhiyyah): Dünyevi işlerle ilgili görevleri olan, daha alt seviyedeki ruhlardır.
  • Önemli Hizmetkar Ruhlar (Mülûk al-Ardiyyah):
    • Müzhib (مذهب): Fatiha’nın ilk ayetinin veya ilgili İlahi İsimlerin (Ya Hayyu Ya Kayyûm) ruhani hizmetkarıdır.
    • Murrah (مره): Rahman ve Rahim’in ruhani hizmetkarıdır.
    • Ahmer (أحمر): Malik-i Yevmiddin ile ilgili hizmetkar ruhtur.
    • Burqān (برقان): İyyake Na'budu ve İyyake Nasta'în ile ilgili hizmetkar ruhtur.
    • Şemhūreş (شمهورش): İhdina's Sırata'l Mustakîm ile ilgili hizmetkar ruhtur.
    • Ebyad (أبيض): Rahmanir Rahim ile ilgili hizmetkar ruhtur.
    • Meymun (ميمون): Gayril Mağdûbi Aleyhim velâd Dâllîn ile ilgili hizmetkar ruhtur.

Bu hiyerarşide, en üstteki İlahi İsimler mutlak kaynak ve emir yetkisine sahipken, Melekler ve Hükmeden Krallar bu İlahi emri uygulayan ve yönlendiren üst düzey varlıklardır. Hizmetkar Ruhlar (Ruhaniyyah ve Ardhiyyah) ise, hem İlahi İsimlerin hem de bu üst düzey meleklerin yetkisi altında, belirli görevleri yerine getirmek üzere çağrılan varlıklardır.

Benzetme: Bu sistemi, bir ordunun yapısına benzetebiliriz: Allah'ın İsimleri (mutlak yasa ve egemenlik), Büyük Melekler/Hükmeden Krallar (Başkomutanlar ve Generaller, İlahi yasayı uygulamakla yetkilendirilmiş), ve Hizmetkar Ruhlar (Ruhani ve Arzi birlikler, saha operasyonlarını gerçekleştirenler). En alttaki hizmetkar ruhlar, yeminler yoluyla, üzerlerindeki Hükmeden Kral ve nihayetinde İlahi İsimlerin gücüyle itaat etmeye zorlanırlar.

 



  

 












Sıkıntınız var, dileğiniz varsa hiç olmazsa temiz mekanda setri avretle, abdestli dinleyin. Rabbim emeğinizi zayii etmez...

...

 "Ve ufevvidu emrî ilâllâh" ifadesi, Arapça kökenli bir cümledir ve Türkçe'ye "Ben işimi Allah'a havale ediyorum" veya "Ben işimi Allah'a bırakıyorum" şeklinde çevrilebilir. Bu ifade, Mümin Suresi'nin 44. ayetinde yer alır. Ayetin tamamı "Ve ufevvidu emrî ilâllâh, innallâhe basîrun bil ibâd" şeklinde olup, "Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını görendir" anlamına gelir. 

Bu ifade, kişinin işlerini, sorunlarını ve geleceğini Allah'a emanet etmesi, O'na güvenmesi ve O'nun takdirine razı olması anlamını taşır. "İnnallâhe basîrun bil ibâd" kısmı ise, Allah'ın kullarını her an görüp gözettiği, yaptıklarını bildiği ve onlara karşı adil davranacağı anlamına gelir. 

Özetle, "Ve ufevvidu emrî ilâllâh" ifadesi, Allah'a tam bir teslimiyet ve güveni ifade eden güçlü bir dini ifadedir. 



Abdestli, okunacak. Önce Yasin-i Şerifi okumak uygundur. Hayrı murat ederek niyet edilir. İçinde ya rabbi geçen yerlerde niyetini söylemek uygundur. Düzgün okumaya kudreti yetmeyenler dinleyerek dua etmeleri uygundur.








Not: Mp3 büyük olduğu için YİNEDE OYNAT a tıklayın.

Hizbu Havass-ı Sureti'l Fatiha ve Suret-i Yasin ve Ediyâihi






Hizbu hirzi Yâsîn fi’l-usbu cilt 3-54









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sebasebin Daveti Ebul Hasan Şazeli

DİKKAT Dünyevi Zevkler için okumayın.  Arapça okuması güzel olmayan okumasın.  Cinler onu rahatsız eder.   الكثير سأل عن هذه الدعوة الروحانية المسماة دعوة السباسب الكبرى فنقول, اعلم اخي العزيز اذا عمل بها العاقل كفاه الله بها عن سائر العلوم كلها طوال معيشته وكان بين الناس ذو هيبة واحترام ولهذه الدعوة اربعة من الخدام المسلمين العظام في العمل والطاعة, ولهم الاركان الاربعة التي نعرفها, ومن هؤلاء الاربعة المذكورين فيها يذكر سائر العلوم وهذه الاسماء للخدام الاربعة ممتزجين بحميع الملوك العلويين وهذه الاسماء الاربعة للخدام هم / مازر , كمطم, قسورة, طيكل / . ****** وهم الحاكمون على جميع الاجناس ولو كشف الله عن بصرك حين قراءتها لرأيت الاجابة السريعة وذلك لخوف الخدام من الملوك الاربعة الذين ذكرت لكم اسماؤهم فهي دعوى سريعة الاجابة, وحضور هؤلاء الخدام الملوك الاربعة يكون على فرس راكبين خيول شهبة اللون ويحملون في ايديهم حرابا لها نار موقدة وتخضع لهم جميع المخلوقات والطغاة, فإذا دعى ملهوف بهذه الدعوة المسماة دعوة السباسب الكبرى كفاه الله شر مايخافه وفرج عن كربته . وينصح اهل ال...

Yasin Daveti

  Abdestli, okunacak. Önce Yasin-i Şerifi okumak uygundur. Hayrı murat ederek niyet edilir. İçinde ya rabbi geçen yerlerde niyetini söylemek uygundur. Düzgün okumaya kudreti yetmeyenler dinleyerek dua etmeleri uygundur. Not: Mp3 büyük olduğu için YİNEDE OYNAT a tıklayın.

حزب القهر لسيدي أبو الحسن الشاذلي حزب النصر ويقال له حزب القهر...Hizbul Kahr ...Hizbun Nasr

Müminlerin kılıcı olan "Hasbün Allah ve ni'mel vekil" ayetine dayanan bir duadır. Hadis-i şerifte şöyle geçer: "Büyük bir meseleyle karşılaşırsanız, 'Hasbün Allah ve ni'mel vekil' deyin." Bazı âlimler, düşmanlarını yok etmek isteyenler için bu duanın cevabının bundan daha yoğun ve anında olduğunu söylemişlerdir. Nasıl amel edilir: Son yatsı namazını kılın, insanlar uyuduktan sonra abdestinizi tazeleyin ve Yüce Allah için iki rekât namaz kılın. Teşehhüd pozisyonuna oturun ve arzu ettiğiniz hedefi gözünüzün önünde canlandırarak, tam bir şuurla "Hasbün Allah ve ni'mel vekil" ayetini (450 defa) okuyun. Yukarıda belirtilen sayıda okumayı bitirdiğinizde, duayı yedi kere okuyun, sonra ayeti okuyabildiğiniz kadar okuyun, sonra duayı yedi kere okuyun ve bu şekilde devam edin. İhtiyacınız karşılanıncaya kadar bunu birkaç gece üst üste yapın, çünkü hızlı bir şekilde cevaplanır. Bazı arifler, bunun birçok kez denendiğini ve Allah'ın bununla asi...