İbnu’l-Hâcc, Şumûsu’l-envâr’ında
sihirlerin 30 grubunu saymıştır.
Bir süre önce hizmetinde bulunduğum
Dehmûşu’l-ifrît’i elde etmiştim. Bana sayısız meselelerde hizmet veren bu
meleğe (cinne) bir gün sihir yapılmış kişinin alâmetlerinden sordum. Bana:
“Sihir 30 grupta kendini gösterir” dedi.
Ben de:
“Bana bunları, Allah’a ve Süleyman
peygamberin ahitlerine yemin ederek yalan söylemeyeceğini söyledikten sonra
say” dedim. O da şöyle karşılık verdi:
“Kendisine sihir yapılan kişi kapısı
kapalı bir eve benzer ki, içine bu kapısından başka hiçbir giriş imkânı yoktur.
Bir anahtar olmazsa eve girmek kabil olabilir mi?”. Ben de:
“Hayır” dedim. Şöyle devam etti:
“Bir insanın vücuduna bir diken veya ok
saplansa, bunları çıkarmadan ağrısının dinmesi mümkün değildir, değil mi?”. Ben
de
“Evet” dedim. Sonra da sihrin uygulama
yerlerini anlatmaya başladı:
1. Kocaya öyle hükmeder ki,
karısından nefret eder. Sihir yapılmadan önce karısını ne kadar çok seviyorsa,
o derece tiksinir hâle gelir.
2. Kadına hükmeder, kocasından nefret
ettirir. Ondan o derece tiksinir ki gözüne sanki kocası değil de bir domuz veya
bir düşman görünür.
3. Kız veya kadınların evlenmelerine
engel olur. Böyle sihir yapılmış kişileri istemeye gelenler bu isteklerinden
vazgeçerek geri dönerler. (Dolayısıyla kısmetleri bağlanmış olur.)
4. Bakirelere yapılır. Öyle ki, bu
kadınlar sokağa çıkmazlar. Kimse de bunların oturdukları mahalle uğramaz. Sihir
yapılanın evine gelen kişi (sanki ölümden kaçar gibi) uzaklaşır (Bunların da
kısmetleri bağlandığı için isteyenleri de çıkmaz).
5. Erkek aile reisine yapılır. Çoluk
çocuğuna, ailesine söver ve döver.
6. Koyunlara yapılır, karınlarındaki
döllerini öldürür. “Bu, nasıl olur?” dedim. Dehmûş şöyle cevap verdi:
“Göğü direksiz ayakta tutan Allah
Teâlâ’ya yemin olsun ki, sihir yapılıp da koyun sürüsü üzerine tatbik edildiği
zaman, şeytanlar bu sürünün hayvanlarına havale edilirler. Bunlar da, koyunların
rahimlerinde döl hasıl olmasına mâni olurlar.”
7. Evcil hayvanlara musallat olup,
eklemlerinde hastalık yaparlar.
8. (Yapıldığı zaman müvekkel kılınan
şeytanlar) koyunun rahmine darbe vurup, kuzusunu düşürürler.
9. İneğe yapılır, süt vermez, verse de
yağsız olur. Bundan sonra Dehmûş dedi ki: Şeytanlar, katır, eşek ve ata sihrin
hükmünü icra ettiremezler. Bunlarda ortaya çıkan hastalık belirtileri “kötü
göz”dendir. Bu ise, Allah korusun, döl verecek kısraklara doğum anlarında ârız
olur.
10. İnsan çocuğunun ölümü için yapılır.
Sihir yapılan kadının çok az çocuğu hayatta kalabilir. Sihrin tesir ettiği
kadının üzerine şeytanlar hücum ederek, kasıklarına, makadına ve karnına türlü
çeşit sihirlerle vurarak dölünü düşürürler.
11. Kimi zaman da küçük çocukların
ölümleri için yapılır. Bu hâlde, şeytanların müvekkel kılındığı çocuklar,
bunların çeşitli darbelerine maruz kalırlar. Daha kötüsü: şeytanlar, Bahr-ı
azrak (mavi deniz) denen malum yerdeki bir kaynaktan getirdikleri suyu
içirirler ki, bu sudan içen çocuk aniden hastalanarak ölür. Bu sudan
yetişkinlere içirildiği takdirde, bunların karınları şişer ve su toplar.
12. Salı veya Cuma günü Başak burcunun
tâli’ olduğu bir zamanda bir kadın resmi çizilip de istenilen herhangi bir kadın
üzerine tatbik edilirse, o kadının her doğuracağı çocuk kız çocuğu olur. Bunun
üzerine:
“Ey Dehmûş, nasıl olur da erkek çocuk
doğurabilecek bir kadın (sihir yapıldıktan sonra) yalnızca kız çocuk doğurur
hâle gelir?” dedim. Buna şöyle cevap verdi:
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi
âlemlere peygamber ve resul olarak gönderene yemin olsun ki, doğrudan başka bir
şey bildirmedim ve gerçekten gayri bir şey konuşmadım. Mağrib (Kuzey
Afrika)’nın denize yakın ücra bir yerinde malum bir bitki yetişir. Türlü türlü
sihirlere müvekkel (vekil olan) olan şeytanlar, işte bu bitkiyi alıp sihir
yapılan kadına yedirirler. Bunun üzerine kız çocuktan başka çocuk doğurmaz
olur. Zaten bu bitkiden hangi kadın yerse yalnızca kız çocuk doğurur (Yani
sihir yapılmasa bile aynı etkiyi gösterir).
13. Öyle sihir yaparlar ki, koca
karısına cinsel yaklaşımda bulunamaz.
14. Geline isabet eder, damattan nefret
eder.
15. Kadına isabet eder, kocası ile
münasebetten tiksinti duyar ve ona ilişkiden hoşlanmadığım söyler.
16. Adama yapılır ve eklemlerinde
hastalık yapar.
17. Kadına yapılır, bununla başına ve
karnına su birikir.
18. Kadınlara isabet edip, suratlarım
değiştirir (Yani mesela ağzı ve yüzü çarpılır)
19. Kadına yapılır, çocuk doğuramaz
olur. Gören de kısır zanneder. Bilindiği gibi çocuk doğurabilecek kadın hayız
görür. Böyle sihir yapılmış kadın, hayız gördüğü halde çocuk doğuramaz (Çünkü
şeytanlar rahmin faaliyetine mâni olurlar).
20. Yapıldığı zaman mal, eşya ve
hayvanlar telef olur.
21. Karı kocanın arasını açmak için
yapılır.
22. Yapıldığında, bir aile veya grup
içinde anlaşmazlık ve kin doğmasına neden olur.
23. Erkek olsun, kadın olsun, insanların
gözünde hor ve hakir yapar (Hiç kimse böyle kişilere değer vermez).
24.Adama yapılır,
çalıştığı işinden veya görevinden uzaklaştırılır.
25.Yapıldığı kişinin elinde mal ve para
cinsinden ne varsa alıp gider (İflas eder veya fakirleşir).
26.Kadına yapılır, ne evlendiği koca ona
sabreder, ne de kadın evlendiği kocasına dayanabilir. Her iki şekilde de genellikle
boşanma vâki olur (Yani kadının evlilik hayatı kararsız olur).
27.Sihrin yapıldığı kişi vatanında
kalamaz. Sihir tesirini gösterdiği sürece türlü nedenlerle gurbette kalıp
vatanına dönemez.
28.Güzel bir kadına yapıldığı zaman, onu
kocasının ve insanların gözünde çirkin gösterir.
29. Erkek veya kadın olsun yapıldığı
zaman, rengi değişir, sararır ve aklını yitirir. (sh:48-53)
30. Obsesyon(bir bedensiz ruhun bir
bedenliyi (insanı) hükmedecek derecede etkisi altına alması), şeytanın firsat
buldukça uygulamaya çalıştığı bir zarar biçimidir. Meselâ bir nebi olarak Hz.
Eyyüb aleyhisselâmın bile malı, çocukları ve her şeyden önce bedenine taarruz
ederek hasta etmiştir. Bunun delili Sâd sûresinin 41. ayetidir. Meâlen Allah
Teâla şöyle buyurmuştur:
“(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyub’u da
zikret. O, Rabbine nida ederek: “Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve azap
verdi” diye seslenmişti.”
Cinnin, insan bedenine tasallut
etmesinin sebeplerini İbn Teymiyye şöyle sıralamıştır:
1. Cinnin, insana âşık olması,
2. Cinnin seksüel ilişki kurma isteği
(şehvet),
3. Cinnin insana karşı nefret beslemesi,
4. Şu hallerde insanın onlara eziyette
bulunması: üzerlerine işemek ve su dökmek, bilerek ya da bilmeyerek onlardan
birisini öldürmek. Cinlerde zulüm ve cehalet insana göre daha yoğun olduğu
için, inşam hakettiğinden fazlası ile cezalandırmaktan çekinmezler.
Obsesyonu kolaylaştıran haller:
Kadında aybaşı ve lohusalık hâlleri gibi
onu cismanî ve ruhanî yönlerden zayıflatacak patolojik (hastalık) durumlar;
Tüm üzüntü ve depresyon halleri; beyne
zarar veren darbeler ve patolojik durumlar; cenabet hâlinin sürekliliği ve
cünüpken yapılması yasak olan amellerin yapılması; cin davetleri gibi
formülasyonlarla cinlerin zorlanması.
Obsesyonun tedavisinde bu durumların
düzeltilmesine çalışılır. Aslolan tedbiri elden bırakmayarak taharet üzere
bulunup, ruhsal uyanıklığım muhafaza etmek gereklidir. (sh:186)
Yorumlar
Yorum Gönder