Sorunuz olan "sayıların gizemi" (gizli
esrarı), özellikle İslâm ilimleri, tasavvuf ve ezoterik geleneklerde harflere
atanan sayısal değerler (Ebced) ve bu değerlerin kullanıldığı Havas ve Cifr
ilimlerinin temelini oluşturur. Bu gizem, harflerin ve kelimelerin sadece
iletişim aracı değil, aynı zamanda ilahi sırların ve evrensel
güçlerin anahtarları olduğu inancına dayanır.
Kaynaklarda sayılar ve gizemleri hakkında geçen
ana temalar aşağıdadır:
1. Sayısal Esrarın Temeli (Ebced ve Cifr)
Ebced hesabı (Hisâb-ı Cümel), her harfin bir
rakama tekabül etmesi (sayı değeri) özelliğinden faydalanarak çeşitli işlemler
yapılmasıdır. Bu sistem, sayıların gizeminin anahtarı olarak kabul edilir:
- Sırların Açığa Çıkması: Harf ve
rakamların zamanla bazı sırlara ve fevkalâde özelliklere sahip
oldukları inancı benimsenmiştir. Örneğin, Hz. Ali'nin (k.r.v.) "Ebced
kaidelerini, rakamlarını ve kullanış usullerini öğreniniz. Çünkü onlarla
birçok acaibi esrar meydana gelir" buyurduğu aktarılmıştır.
- İlahi Kod: Cifr ve
Ebced, bir söz sanatı olmanın yanı sıra, ilâhî metinleri yorumlamada
başvurulan bir metot olarak görülür. Hurufilik inancında varlığın esasının
harfler ve sayılar üzerinden izah edilmeye çalışıldığı belirtilir.
- Kozmik Bağlantı: Ebced
tertibindeki her harfin sırasıyla kâinatı oluşturan dört esas unsurdan (Anâsır-ı
Erbaa: ateş, hava, su ve toprak) birine delalet ettiği görüşü
benimsenmiştir.
2. Manevi Güçler ve Ruhani Yetenekler
Sayıların gizemi, özellikle Allah'ın isimlerinin
(Esma-i Hüsna) ve belli duaların adetlerinin (sayısal karşılıklarının)
zikredilerek ruhanilerle irtibat kurulması ve olağanüstü olayların
gerçekleştirilmesi amacına hizmet eder.
- Esma-i Hüsna'nın Adetleri: Allah'ın
mübarek isimlerinin, üzerine vaki olan adetlerle (Ebced değeriyle)
zikredilmesi, çeşitli hayır ve şer amellerinde kullanılır. Örneğin, ELVARİS
ismini 707 defa okumayı vird edinen kimseye, Cenab-ı Hak uzun ömür, bol
mal mülk, yüksek şan ve şeref ihsan eder. ESSABUR ismi 296 defa
zikredildiğinde sabır ve sebat ihsan edilir.
- Vefkler ve Tılsımlar: Sayı
değerindeki harfler, kelimeler veya sayılar, kare veya dikdörtgen
kutucuklar içine belirli kurallar ve zamanlarda (gezegen saatleri,
burçlar) yazılır (vefk). Bu vefklerin etkili olması için harflerin,
rakamların, isimlerin ve günlerin sihrî özelliği temel alınır.
- Hadim ve Ruhani Celbi:
Belirlenen sayıda (adet) okuma ve riyazat sonucunda, ruhani varlıklar
(hadimler, cin melikleri) hazır olur. Örneğin, ELKAYYÜM ismi
şerifini zikredene ruhani itaat eder. Bir hadimin yüzüğü alındığında,
parmaktaki yüzük hareket ettirildiğinde murat edilen şeyin Allah'ın
izniyle hazır olacağı belirtilmiştir.
- Gizli Haberleri Celp Etmek: Bazı
isimlerin zikri, alem-i cismanideki meselelerin olduğu gibi görülmesini
sağlayabilir. Melik Bercil'in kürsinin yanındaki rakam ilmini
bildiği, kapalı olan şeyleri açma, acaib ve ğaraib olan şeyleri ortaya
çıkarma gücüne sahip olduğu ifade edilir.
3. Olağanüstü ve Gizemli Olayların
Gerçekleştirilmesi
Sayılar ve harfler, ruhani ilimlerde (Havas)
maddi gerçekliği değiştirebilecek gizemli işlemlerin anahtarıdır:
- Tayyıl Ard ve Uçma: Bazı
ruhaniler, Tayyıl ard (bir anda uzun yol kat etme), havada uçmak, suda
yürümek, yiyecek, içecek ve dinarların celbi konularında hizmet
edebilirler. Bir kağıt üzerine yazılan cetvelin baş üzerine konulması ve
Mülk suresinin 7 defa okunmasıyla, bir günde yedi günlük yolun kat'
edilebileceği söylenir.
- Maddi Dönüşüm (Simya): Bazı
yöntemlerle kağıdı gümüşe veya altına çevirmek, taşları cevahire
ve yakuta, nebatı za'ferana dönüştürmek gibi simya amelleri
yapılabilir.
- Gizli ve Kayıp Şeyleri Bulma: Define
ve hazinelerin yerini bulmak için vefkler, tılsımlar ve Azimetler
kullanılır. Örneğin, define yerini bulmak için hurma dalına yazılan Ayet-i
Kerime'nin ve hatemin bir adama bağlanmasıyla sopanın define mahalline
doğru adamın ayağını çekeceği anlatılır.
- Fiziksel Etki ve Bağlama: Sayı
değerleri, cinsel ilişkiyi bağlama (zina eden kadını bağlama), hırsızın
bevlini bağlama, düşman askerlerini yok etme, hastalık verme
(örneğin şiddetli hastalığa yakalatma) veya tedavi etme gibi
amaçlarla kullanılır.
- İllüzyon: Belli
maddeler (Hüdhüd kalbi, karga kalbi, insan kanı) ile hazırlanan karışımlar
yakıldığında evin içinde çeşit çeşit şekillerin (hayaletler)
meydana geleceği, veya bir topluluğa birbirlerinin yüzlerini eşek gibi,
ya da başsız gösterebilme gibi uygulamalar bu gizemli işlemler
arasında yer alır.
4. Ezoterik Sayı Sembolizmi
Sayılar, aynı zamanda ezoterik metinlerde belirli
ruhsal durumları veya enerjileri temsil eder:
- Birlik ve Yaratıcılık (1:1):
Başlangıçları ve tekliği temsil eder. Birlik içinde güç olduğuna ve
yaratıcılık alanında yeni başlangıç yapma zamanına işaret eder.
- Denge ve İlişkiler (2:2): Dengeyi
ve ikili ilişkileri temsil eder. İçsel dengeyi bulma ve uyum içinde olma
vurgulanır.
- Disiplin ve İstikrar (4:4): Sabrı ve
uzun vadeli hedeflere yönelik inşa sürecini, istikrarlı ve disiplinli bir
yaşam tarzını temsil eder. Dört sayısı aynı zamanda somut çözümler bulma
becerisini ifade eder.
- Değişim (5:5) ve Tamamlanma (9:9): 5:5
sayısı değişimi ve özgürlüğü temsil eder. 9:9 sayısı ise tamamlanmayı,
geçmişi kabul etmeyi ve yeni başlangıçlara açık olmayı simgeler.
- Yedi (7):
İsmâilîlerin bâtınî-hurûfî yorumlarında en sık kullanılan sayı olup, yedinci
isim (Tahatili seba'dan) en yüce ve kuvvetli isimdir; engelleri ve
hareketleri iptal etmede kullanılır. Yedi sayısı, yedi gezegen ve yedi
ardi/ulvi melek ile de ilişkilidir.
Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Husus
Sayıların gizemi, kaynaklara göre, evrenin ve
ilahi gücün harflere ve rakamlara yüklediği sırlı bir düzenin yansımasıdır. Bu,
sadece bir matematik değil, aynı zamanda harflerin, ruhların ve kainatın
unsurlarının (anasır-ı erbaa) iç içe geçtiği, doğru zamanda ve doğru sayıda
uygulandığında, hayırda ve şerde büyük değişimler yaratabilen bir bilgi sistemi
olarak kabul edilmiştir. Bu gizemli sayı sistemi, bir kilit ve anahtar
mekanizmasına benzetilebilir; doğru kelimelerin (anahtarın dişleri) sayısal
değerleriyle (anahtarın dönme açısı) doğru anda (kilit mekanizması)
uygulandığında, madde ve manadaki kilitli kapılar açılabilmektedir.
Ebced
hesabında ve özellikle tarih düşürme sanatında, harflerin sayısal
değerlerinin belirlenmesi konusunda telaffuza (sese) değil, yazılışa
(Hatt) itibar etmek esastır.
Kaynaklarınızda bu kural açık ve net bir şekilde
ifade edilmiştir:
- Esas Kural:
Tarih hesaplamalarında, "telaffuza değil dolma HATT’a [yazılışa]
itibar olunur".
- Yazılışın Önemi: Yazılış
(hatt) esas alındığı için, bir harfin değeri telaffuzundan bağımsız
olarak, metindeki yazılışına göre belirlenir.
Yazılışın (Hatt'ın) Esas Alındığı Durumlara
Örnekler:
Bu kural, Arap imlâsının bazı özelliklerinden
kaynaklanan farklılıkları gidermek için kritik öneme sahiptir:
- Yazılıp Okunmayan Harfler: Bazı
harfler yazılıp okunmadığı halde hesaba dahil edilir.
- Örneğin, "Müfti’l-enâm"
(االذام ض) kelimesinde,
okunmayan ye (ی) ve vasıl
hemzesi olan elif (ا) harfleri hesaba
dahildir.
- Yine, "Hoca"
(خواجه) ve "Fu’âd" (فؤاد) gibi kelimelerde yazılıp okunmadığı
halde vav (و) ve elif
(ا) harflerinin her ikisi de hesaba
dahil edilir.
- İmlâ Değişikliği (Geçmiş ve Güncel Yazılış):
Kelimelerin tarih boyunca farklı yazılış biçimleri olmuşsa, hesap
yapılırken o anki yazılmış şekli esas alınır.
- Örneğin, "oku" (اوض) emir fiilinin eski yazılışı olan okı
(اوقى) veya şimdiki yazılışı olan oku
(اوض), şairlerin işlerine geldiği
şekilde kullanılmış olabilir. Bu durumda, herhangi bir tarih
mısraında geçen bu sözcük, nasıl yazılmışsa öylece hesap edilmelidir.
- Bey (ىب) kelimesinin kökeni beyük (دون) kelimesinin kısaltılmışı olup, eski
yazılışında ye (ى) düşmüşse, ye'siz
yazılıp hesaplanmalıdır.
Telaffuzun İstisna Edildiği Durum: Şedde
Telaffuzun değil, yazılışın esas alınmasına dair
önemli bir kanıt, şeddeli harflerin ele alınış biçimidir. Şedde, bir harfin
çift okunmasını (telaffuz edilmesini) sağlar, ancak ebced hesabında bu durum
genellikle göz ardı edilir:
- Genel
Kural: Şeddeli
harfler her nerede olursa olsun, şedde yokmuş gibi (tek harf
olarak) hesap edilir.
- Lafza-i
Celal İstisnası:
Bu kuralın tek büyük istisnası Allah (اللّه)
Lafza-i Celâlesidir. Bu kelimede lâm (ل)
harfi hem çift yazılır hem de şeddelidir. Dolayısıyla lâm harfi burada
çift hesaplanır.
- Farklı İmlâ Kullanımı: Bazı
sözcükler farklı imlâlarla (yazılışlarla) kullanılmıştır (örneğin oku
kelimesi eski yazılışta okı (اوقى)
iken, şimdiki yazılışta oku (اوض)
olabilir). Müverrih (tarih düşüren kişi) nasıl yazmışsa öylece
hesaplanır. Bu durum, hesabın tutarlılığını sağlamak için kişinin imlâ
seçimine bağlı kalınması gerektiğini gösterir.
- Ta-i Tenis'in Hesaplanması: Sonunda
dişi yapan tâ-i tenis (ة)
bulunan Arapça sözcükler, duruldukları zamanlarda hâ (ه) olarak hesaplanır; hareketlenerek okundukları zaman
ise te (ت) olarak
hesaplanırlar.
5. İleri (Havas) Uygulamaların Gizli Kuralları
Ebced hesapları, Havas ve ruhani ilimlerde
kullanıldığında, başarıyı sağlamak için gizli zamanlama, malzeme ve niyet
kurallarına tabi olur.
- Amelde Huşu Kuralı:
Ruhaniyetlere okunan Azimetler'in (duaların) çok iyi ezberlenmesi
gerekir. Azimeti kitaptan veya levha üzerinden okumak yeterli değildir,
çünkü kalbin yazı ile meşgul olması (iştigali), amelin en gereklisi olan huşu'yu
(teveccühü) ortadan kaldırır ve icabeti engeller.
- Vefklerdeki Teklik/Çiftlik Sırrı: Vefk
tabloları hazırlanırken, dilek iyilik ya da hayır içinse çift olan
sayılar (müzevvecât) veya harfleri dört köşe hanesine yazılır.
Ancak amaç kötülük yapmaksa tekler (müfredât) kullanılır.
- Vefklerde Kesirli Yerleştirme: Üçlü
vefk yapımında (müselles), vefk edilecek adedin 3'e bölümünde kesir
kalırsa, adedin hiç bozulmadan vasat (orta, 5. hane) hanesine
yazılması ve bu haneden birer eksiltilerek birinci haneye inilmesi, birer
artırılarak son haneye çıkılması gerekir. Bu sayede tüm satır, dılı'
(sütun) ve kutur (köşegen) toplamları eşitlenir.
- Vefk Yazım Zamanlaması: Vefkin
etkili olması için gezegen saatlerine uyulması şarttır. Örneğin,
Kalay levha üzerine vefk yazımı Müşteri saatinde, yüzüğe Kemali
vefkin nakşi Kamer Seretan burcunda iken ve said bir vakitte
yapılmalıdır.
- Azamet ve Tevkil (Hadim Ataması): Ruhanî
hadimleri celb etmek (çekmek) veya onlara görev vermek (tevkil) için Ebced
değerlerine (adetlere) sadık kalınarak yapılan zikirlerin veya okumaların her
100 veya her 1000'de bir tevkilde bulunulması (isteğin söylenmesi)
gerekir.
- Mekânsal Kısıtlamalar: Havas
amelleri (özellikle Cin veya Sara tedavisi gibi) yapılırken, amelin bir
çatı altında olması, dışarıda ise sema ile okuyucu arasında bir
örtü bulunması gerektiği, ayrıca evin kapısının önünde veya
eşiğinde tedavi yapılmaması gerektiği belirtilir.
6. Nadir ve Gizli Ebced Türleri
Ebced-i Kebir dışında çok az bilinen ve özellikle
İlm-i Huruf ve Cifr'de kullanılan türler şunlardır:
- Cümelü’l-Ekber (En Büyük Ebced Hesabı): Bu
hesap, harflerin sayı değerlerinin değil, harflerin Arapça adlarının
toplamıyla yapılan hesaptır. Örneğin, Elif (ا)
harfinin normal değeri 1 iken, Arapça adı olan (ألف)'in
harf değerleri toplanarak yeni bir değer bulunur (Kaynak bu hesaplama için
ayrı bir tablo vermektedir).
- En Küçük Ebced Hesabı (Cümel-i Asğar): Bu
hesapta, standart Ebced-i Kebir'deki sayıların 12'ye bölündükten sonra
kalan sayı harfin karşılığı olarak kullanılır.
- Rim Hesabı: Ebced
hesabına benzeyen ancak harf tertibinde Ebced hesabına terstir. Bu
kaidenin sırrının, 9 rakamı düşüldüğü zaman zuhur ettiği ve melek
isimleriyle üzerinde tecrübe edildiği belirtilir. (Bu, tam tersi bir
alfabe sıralamasıyla yapılan çok özel bir hesaplama tekniğidir).
- Ulvi ve Süfli Ervahların Sonu: Hayır
amellerinde kullanılan Ulvi ervahların isimlerinin sonu "Ayil"
ile biterken, şer amellerinde kullanılan Süfli ervahların isimlerinin sonu
"Tışin" ile biter. Bu ekler, hangi tür ruhaniyetin
çağrılacağını belirtir.
Süryanice İsimlerin Havas İlmindeki Merkezi Rolü
Kaynaklarınızdaki bilgiler, Süryanice'nin
(Süryani lisanı) temel olarak ruhani ilimlerde (Havas) ve gizli sırlarda
(tılsım, vefk) kullanılan özel isimler ve formüller bütünü olarak yer
aldığını göstermektedir. Bu isimler, güçlü manevi enerjilere sahip kabul edilir
ve genellikle Cinleri çağırma, sihirleri iptal etme ve korunma amaçlarıyla
kullanılır.
İşte kaynaklarınız ışığında Süryanice hakkında
kapsamlı bilgiler:
I. Süryanice İsimlerin Havas İlmindeki Merkezi
Rolü
Süryanice, özellikle kapalı sırları ve
çözülemeyen manileri (engelleri) iptal etmek için kullanılan en güçlü
formüllerin dilidir.
1. Tahatili Seba (Yedi Süryanice İsim)
Havas uygulamalarının en önemli sırlarından biri,
Tahatili Seba olarak adlandırılan yedi Süryanice isimdir.
- Tanım ve Sır: Bu yedi
isim, gizli sırları ve özellikleri olan kapalı bir sırdandır. Bu
sırrı çözmeye kimsenin gücü yetmez ve bu isimleri kullanan kişinin diğer
bilgilere ihtiyacı olmaz.
- İptal ve Tesir Alanları: Tahatili
Seba'nın manileri (engelleri) iptal etmede ve diğer amellerde büyük önemi
vardır. Bu isimler, Cin ve şeytan yakmada da çok büyük etkiye
sahiptir.
- İptal Edilen Maniler: Bu
isimlerle amel edildiğinde şu engeller iptal edilir: Ok, kılıç, mızrak,
büyük belalar, yürüyücüler, kum zelzele, dolu, şimşek, cin şeytanları,
ulvi ve süfli ifritler, ateş, uyku, felç, korku, civa, hayalet, korkunç ve
helak edici vahşi suretler, gizli ve açık olan maniler.
- Uygulama Zamanı: Tahatili
Seba ile Arap ayının son Çarşamba günü, Kamer İkizler (Cevza)
burcunda iken amel edilir.
2. Sekizinci İsim (Zimam)
Yedi Süryanice ismin baş harflerinden oluşan,
Tahatili Seba'nın zimamı (anahtarı/özeti) olan bir de sekizinci isim
vardır.
- İsmi: Limukfencil
(Bu ismin Süryanice olduğu belirtilmiştir).
- Kullanım Alanları: Okuyan
kimse bu isimle askerleri ve gemileri durdurur, zalim ve cebbarları
bozguna uğratır.
- Tılsımlı Suyu İptal: Sekizinci
isim, özellikle tılsımlı suyu iptal etmek içindir. Bu isim tılsımlı
suya atılırsa, su kaybolur.
- Bağlı Olanı Çözme: Sihirle
bağlanmış bir kişinin (kabirdeki ipin yeri unutulduysa) bağı, yedi gün aç
karınla bu sekizinci ismin suyu içirilerek çözülür.
- Gizlenme:
Sekizinci isim, gözlerden gizlenmek için olup, en güzel isim olarak
nitelendirilir.
II. Süryanice'nin Diğer Kullanım Alanları
1. Ruhani Hadimlerin İsimleri
Arapça harflere müvekkel olan ruhanilerin bazı
isimleri Süryanice olarak verilmiştir:
- Ye (ي)
Harfinin İsmi: Yerkedşelû.
- Vav (و)
Harfinin İsmi: Verkeşlû.
2. Süryanice İsmi A'zam ve Celb
Çeşitli ruhani amellerde Süryanice isimler ve
Azametler, celb ve hizmet elde etme amacıyla kullanılır:
- İsmi A'zam: Bir
hadimden alınan yüzükte Süryanice İsmi a'zam yazılıdır.
- Gizli Celb Amelleri: Yeşil
bir fitil üzerine aşağıdaki Süryani isimleri yazılır ve halvete
çekilerek, her farz namazın arkasından bu isimler 300 defa okunur. Bu
amel, yatsıdan sonra fitil yakılarak yapılır.
- Muhabbet Celbi: Başka
bir celb amelinde de güçlü muhabbet için Süryanice isimler (Örneğin: Kûşin,
Enûşin, Bedûh, Eşmehın, Şemâhin) kullanılır.
III. Tarihi ve Apokaliptik Bağlam
Süryani ismi, kaynaklarda ahir zaman alametleri
ve büyük savaşlar bağlamında da geçmektedir:
- Mehdi ve Süfyani:
Kaynakta, Mehdi zamanında yaşayan Süryani'nin yaptıklarından
bahsedilmektedir. Ayrıca Süfyanilerin, Medine'yi üç gün yağmaladıktan
sonra Mekke'ye doğru yola çıktığı ve bu olayın "Süfyanilerin
Medine'ye Hücumu" başlığı altında tasvir ve nakşedildiği belirtilir.
IV. Ebced ve Hurufilik İlişkisi
Süryanice isimler, özellikle Ebced ilmi ve
Hurufilikteki mistik sayılarla ilişkilidir:
- Yedi Sayısı: Bâtınîyye
(İsmaililer) olarak bilinen grupların hurûfî yorumlarında en sık
kullanılan sayının yedi (seb') olduğu belirtilir. Bu sayı,
Pisagorcu gelenekte, eski Hint, İran, Sümer, Babil ve Mısır
medeniyetlerinde de temel bir inançtır. Tahatili Seba (Yedi İsim) isminin
de bu manevi önemden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Süryanice bu kaynaklarda, sıradan bir dil
olmaktan ziyade, büyük sırlara ve kuvvetlere hükmeden, ilahi kudretle
ilişkilendirilen mistik bir dil olarak konumlandırılmıştır.
Ebced/Cifr ve Kader (Hesap) İlişkisi
Bu kaynaklara göre, Ebced bilgisi veya Cifr ilmi aracılığıyla kişinin genel kaderinin değiştirilmesi (büyük kaderin)
mümkün olduğu yönünde kesin bir bilgi veya inanç ileri sürülmemekle birlikte;
bu ilimler, belirli eylemlerle (amellerle) insanın yaşamındaki özel olayların ve yakın gelecekteki sonuçların Allah'ın izniyle etkilenmesi
veya değiştirilmesi amacıyla kullanılır.
İşte Ebced bilgisinin kader ve
hesap üzerindeki etkisi hakkında kaynaklarda yer alan bilgiler:
1. Ebced/Cifr ve Kader (Hesap) İlişkisi
Kaynaklar, evrendeki her şeyin
bir hesap ve kader dahilinde olduğunu belirtirken, Ebced ve Cifr ilimlerinin bu
hesapları çözme girişimi olduğunu ifade eder.
Kader İlahi Hesaplama ve İlmi Formdur
Varlık (şey denilen bütün
varlık), birçok ayetin kesin ifadeleriyle bir hesap iledir.
Varlık, sonsuz bir seçimle tahsis edilen ilmi bir form ve
yazılımdır (kader). Bu kudret, bu formlara maddi bedenler
giydirir.
Cifr'in Geleceği Keşfetme İddiası
Cifr ilmi, harflerin rakamsal
değerleriyle tarih düşürme yöntemine adını veren bir kelimedir. Ebced ilmi, gerçekleşmiş
olanın ilmi olarak görülürken, Cifr ise gerçekleşmesi
muhtemel olanın (gaybî haberler) ilmi olarak görülür.
Ancak, geleceğe yönelik kesin bilgiler ortaya koyma
düşüncesi iddiadan
öte bir anlam taşımaz. Cifr işlemlerinde kullanılan metinler ilmî kurallara dayanmaktan uzak
ve bilmece niteliğindedir. Bu yöntemlerle geleceğe yönelik tarih düşürmenin, Tevhid'in özüne aykırı olduğu ve ortaya konulanların bir zandan öteye anlam ifade etmediği için bilgi değeri taşımadığı
sonucuna varılmıştır.
2. Kaderi Etkileme Amacı Taşıyan Ameller
Ebced ve vefklerle yapılan
uygulamalar (Havas amelleri), kişinin kaderini toptan değiştirmekten ziyade, ilahi
isimlerin (Esma-ül Hüsna), Ayetlerin vefklerinin ve sayısal
değerlerinin bereketiyle (ebced adedi) olumsuz gidişatları tersine çevirme
amacı güder:
Olumsuz Durumları Tersine Çevirme
- Zina ve
Bağlama: ELMÜTEKEBBİR
C.C. isminin kendi adediyle (662 defa) iyi bir saatte
zikredilmesiyle, zina eden kadın bir daha zina
etmez. Çünkü bu isimde bağlama
sırrı vardır.
- Kısırlık ve
Çocuk Sahibi Olma: Çocuğu olmayan kadının karnı üzerine ELHALİKU C.C. ismi kendi adediyle (731 defa)
Kamer İkizler burcundayken zikredilirse, çocuk
kadının karnında şekillenir. Bu amele kadın hamile kalana
kadar devam etmelidir.
- Rızık ve Hayır
Kapılarının Açılması: ERRAFİU
C.C. ismi şerifini her gün sabah namazından sonra 351 defa
zikreden kişiye her türlü hayır
kapıları açılır.
- Kahretme ve
Ceza: ELHAFID C.C.
isminin adedi (1481), kahredilmek istenen kişinin isminin adediyle
toplanarak zikredilirse, o kişi en kısa zamanda
cezasını bulur ve kahrolur.
- Sıkıntıdan
Kurtulma: İş hususunda darda kalan, zalimin elinde tutsak
olan veya kapılar yüzüne kapanan kimse, özel bir ismi 99 defa okursa,
sıkıntıdan kurtulur ve kalplerinde ona
karşı merhamet duyarlar.
- Sihir ve
Hastalık İptali: Cinlerin tasallut ettiği bazı
hastalıklarda, Cin Krallarının kızlarının manilerini (engellerini) iptal
etmek için Mürselat Suresi yedi (7) defa okunur. Ayrıca sihir bozma Ayetleri yazılarak hasta üzerinde
taşınırsa, insanlar arasındaki değeri artar.
Şartlar ve İcabet (Kabul)
Bu amellerin başarısı, talibin
(uygulayıcının) manevi ve etik şartlara tam olarak uymasına bağlıdır. Bu
işlemlerin sonunda istenen sonuç gerçekleştiğinde, bu durum "Allah'ın
izniyle önünde hazır olur" veya "Allah
c.c. ın izniyle açılır" şeklinde ifade edilir.
Özetle,
Ebced ve Cifr ilimleri büyük kaderin sırlarına dair iddialar ortaya koysa da,
bu bilgiler zandan öteye geçmez.
Ancak, bu ilimlerin hesap ve usulleriyle yapılan Havas
amelleri, ilahi isimlerin ve ayetlerin gücünü kullanarak, şer'i
çerçevede ve tam bir takva ile yapıldığı
takdirde, kişinin hayatındaki belirli olumsuz durumları (hastalık, kısırlık,
bağlanma, düşmanlık vb.) Allah'ın izniyle
değiştirmeyi veya etkilemeyi amaçlar.
İnsan, hesaplanmış bir varoluşun içerisindeki bir gemiye
benzetilebilir (kader). Ebced ilmi, bu geminin rotasını (geleceği) tahmin etme
girişimidir; ancak bu rotayı değiştiren yelkenleri açmak (amel), tam bir huşu
ve şartlara bağlılık ile, denizlerin ve rüzgârların sahibi olan kudretin
(Allah'ın izni) kontrolündedir.
Sihrin Etkisini Sürdüren Unsurlar
Sihrin ve kötü niyetli amellerin etkisinin,
uygulayıcının (sahir/okuyanın) hayatta olmasına doğrudan bağlı olmadığını,
genellikle manevi varlıklar (hadimler) veya fiziksel nesneler (tılsım/vefk)
aracılığıyla devam ettiğini göstermektedir. Bu nedenle, sihir yapan kişi ölse
bile, amelin otomatik olarak iptal olması beklenmez ve etkisini
sürdürür.
İşte bu konuya dair kaynaklarda bulunan temel
bulgular:
1. Sihrin Etkisini Sürdüren Unsurlar
Sihir ve kötü amaçlı amellerin (şer amellerin)
tesiri, uygulayıcının niyetinden bağımsız olarak, amelin gömüldüğü veya
yerleştirildiği nesneye bağlıdır:
- Amelin Harabiyetinin Kalıcılığı: Zalim
bir kişinin evine Ğazali mesellesi (vefk) gömülürse, o ev harap
olur ve ebedi olarak imar olmaz. Bu durum, sihrin etkisinin nesnenin
kendisinden kaynaklandığını ve zamanla sınırlı olmadığını gösterir.
- Hastalık ve Helakın Fiziksel Koşulları: Bir zalimi şiddetli
hastalığa yakalatmak için bakır bir levha üzerine nakşedilen amelde, levha
erimedikçe o zalim iyileşmez. Amelin kalkması, yapanın ölümüne
değil, bizzat amelin kaynağının (bakır levhanın) yok olmasına
bağlanmıştır.
- Bağlama Amelinin Devamlılığı: Bir
kişiyi bağlamak için yapılan düğümlü ipin, eski ve sahibi bilinmez bir
kabre gömülmesi veya bir kişinin evine/dükkanına gömülmesi durumunda,
o kişi mekanı terk etmek zorunda kalır ve bağ çözülmez. Kabrin yerinin
unutulması halinde bile, bağlının ancak özel bir iptal ritüeliyle
(sekizinci ismin suyunu içmek gibi) kurtulabileceği belirtilir.
2. Sihrin İptali İçin Gerekenler
Sihir, ancak doğrudan karşıt bir güç veya işlemle
ortadan kaldırılabilir, bu da sihrin etkisinin pasif bir şekilde bitmediğini
gösterir:
- Karşıt Amel ve Ruhani Yardımı: Gömülü bir sihri (büyüyü)
çıkarmak ve getirtmek istenirken, özel Ayetler bir kaseye yazılır ve buhur
yakılarak ruhaniler yardımıyla sihrin kasenin içine gelmesi sağlanır.
Sihrin iptali için Cin suresi, Mülk Suresi veya Fatiha Suresi gibi Ayet ve
Sureler kullanılır.
- Tedavi ve Bozma Usulleri: Sihrin tedavisi ve
bozulması yazı iledir. Örneğin, Yasin Suresi bir kağıda
yazılır ve Kuyu suyu ile silinerek sihirli kişiye gusül ettirilirse
sihir bozulur. Sihirli bir kadın için Haşr Suresi yazılıp suyla silinerek
gusül etmesi tavsiye edilir.
- İlahi İzin: Ruhani
uygulamalarla kilit veya zincir gibi nesneler üzerindeki bağın açılması
talep edildiğinde, sonucun Allah Teala hazretlerinin izniyle açılacağı
ifade edilir. Bu, sihrin etkisiz kalmasının ancak ilahi irade veya karşıt
manevi bir eylemle mümkün olduğunu gösterir.
3. Cinlerin ve Şeytanların Rolü
Sihrin kaynağı, süfli Cinler ve Şeytanlardır.
Sihir yapan kişinin ölümü, bu varlıkların görevine son vermeyebilir, hatta
kontrolsüz hale gelmelerine neden olabilir:
- Ruhanilerin Devam Eden Hizmeti: Şer
amellerde işlemleri süfli ervahlar yapar. Bu ruhaniyetler,
kendilerine sunulan buhurlarla (gıdalarla) ve ahitlerle hizmete devam
edebilirler. Sihri yapan kişi (sahir) öldüğünde, bu varlıkların bağlı
bulunduğu hadimin, ameli devam ettirmesi mümkündür.
- Cinlerin Tılsımı İptal Etmesi: Tılsımlı suyu iptal etmek
için kullanılan Tahatili Seba isimleri, o mekandaki cin şeytanları,
ulvi ve süfli ifritler tarafından yapılan engelleri iptal eder. Bu da
sihrin etkisinin, fiziksel bir nesneye bağlı Cinni varlıkların varlığından
kaynaklandığını kanıtlar.
Sonuç olarak: Kaynaklar, sihrin esas
kaynağının genellikle manevi gücün yüklendiği fiziksel tılsım, vefk veya
gömülen materyal olduğunu belirtir. Sihri yapan kişi vefat etse dahi, bu fiziksel nesne
kaldırılmadıkça veya üzerine daha güçlü bir iptal (bozma) ameli yapılmadıkça,
sihrin etkisinin devam edeceği anlaşılmaktadır. Sihrin etkisiz kalması,
uygulayıcının hayatına değil, amelin fiziksel ve ruhani kaynağının ortadan
kaldırılmasına bağlıdır.
Sihir yapanın ölmesiyle sihrin kalkmaması durumu,
bir binanın yıkım emrini veren mimarın ölmesine rağmen, binayı yerinde tutan
temelinin ve kolonlarının hala ayakta kalmasına benzer. Temel ve kolonlar
(tılsım ve hadimler) bozulmadıkça, bina (sihrin etkisi) ayakta kalmaya devam
eder.
Kader Sayısını Bulmak
Kişinin yaşamına etki eden bir sayıyı bulma
yöntemini, genellikle Havas ilmi çerçevesinde, kişinin isminin ve
annesinin isminin Ebced hesabı ile toplanıp, bu toplam adedin manevi
uygulamalar (zikir, vefk) için temel alınması şeklinde açıklamaktadır.
Bu hesaplama, kişinin gelecekteki büyük kaderini
değiştirmekten çok, mevcut durumu (hastalık, talih, muhabbet, zenginlik)
etkileyecek ruhani amellerin dozunu veya zamanlamasını belirlemek amacıyla
yapılır.
İşte kişinin kendi hayatına etki eden sayıyı
bulmak ve bu sayıyı kullanmak için kaynaklarda belirtilen hesaplama ve
yöntemler:
1. Temel Hesaplama Yöntemi (Cümel-i Kebir
Kullanımı)
Kişisel etki alanını belirleyen sayıyı bulmanın
en yaygın yolu, kişinin kendi ismini ve annesinin ismini harf değerleriyle
toplamaktır (Cümel-i Kebir).
A. İsimlerin Adedini Bulmak
- Harflerin Hesaplanması: İnsanın
kendi isminin harflerini ve annesinin isminin harflerini tek tek cümel-i
ebced (büyük ebced hesabı veya asıl ebced) ile hesap edersin.
- Adedin Tespiti: Bu
harflerin sayı değerleri toplanarak hasıl olan adet bulunur.
B. Sayının Kullanım Amacı
Elde edilen bu toplam sayı, aşağıdaki hususlarda
kullanılır:
- Zikir Adedi: Bu
toplam adede uygun bir veya iki Esmaullah'tan (Allah’ın isimleri)
isim seçilir. Bu Esma, matlubun (istenilen şeyin) saatinde veya her gün bu
kendi adedince zikredilirse, Allah’ın izniyle maksadına nail
olunur.
- Vefk Hazırlama: Elde
edilen harf ve sayı adediyle bir vefk düzenlenir. Bu vefkin
hanelerine harflerin sayı değerleri belirli kurallarla yerleştirilir.
Örneğin, dörtlü vefkte bu sayı (matlup ve anne isimlerinin ebced
adedi) vefkin ilk hanesine yazılır ve her hanede birer artırılarak
ilerlenir.
- Teshir Amelleri: Bir
kimseyi teshir etmek istendiğinde, kişinin ismi ve annesinin ismi hesap
edilir ve çıkan adede uygun Esmaullah bulunur. Bu ismi adedince okursa
teshir gerçekleşir.
- Harflerin Tabiatı: Talip ve
matlubun ismindeki harflerin çoğunluğu nurani ise muradın üç günde,
çoğunluk zülmani harflerden oluşursa muradın yedi günde
gerçekleşeceği belirtilmiştir.
2. Hayat ve Durum Tespitine Yönelik Hesap (Hayat
ve Ölüm Levhası)
Özellikle bir kişinin sıhhati ve ruhani durumu
hakkında bilgi almak ve ona etki eden sayıyı bulmak için özel bir hesaplama
yöntemi kaynaklarda yer alır:
- Hasta Hesabı: Hasta
olan kişinin ismini annesinin ismi ile hesap edersin.
- Beşli Çıkarma:
Toplamdan beşer beşer çıkarırsın.
- Kalan Bakiyenin Anlamı: Kalan
bakiye (1’den 5’e kadar) hastanın durumu hakkında bilgi verir:
- Eğer
baki bir kalırsa: Hastaya ilaç lazımdır.
- Eğer
baki iki kalırsa: Hastaya nazar değmiştir.
- Eğer
baki üç kalırsa: Hastaya sihir yapılmıştır.
- Eğer
baki dört kalırsa: Hastada cin belirtisi vardır.
- Eğer
baki beş kalırsa: Yel hastalığı vardır.
- Kader/Ömür Hesaplaması:
Yukarıdaki hesaplamadan sonra, bulunan toplam adetten otuz otuz çıkarıp
baki kalana bakılır ve bu sonuca göre "Hayat ve Ölüm Cetveli"ne
bakılarak hastaya kaderi hakkında bilgi verilir.
3. Riyazat ve Zikirle Sayıların Etkisi
Bazı zikir adetleri (Ebced adediyle belirlenmiş
olmasa bile), kişiye yüksek makamlara ulaşma ve başarı sağlama amacı taşır:
- Belirlenen Zikir Adedi: Cenab-ı
Hakk’ın bazı isimleri (Esma-i Şerifler), kişisel Ebced adedinden bağımsız
olarak, belirli bir adetle zikredildiğinde o kişinin hayatına etki eder.
Örneğin:
- ELKAYYÜM: Her
farz namazın arkasından 62 defa zikreden, korktuğundan emin, kalbi
geniş ve iç alemi nurlu olur.
- ELVALİ: Bir
yerin lideri bu ismi devamlı zikrederse, Cenab-ı Hak onu bütün halka
sevdirir ve sözünü tesirli kılar.
- ELKARİB: Her gün
8000 defa zikreden kişiye Allah Teala yakınlık kapısını açar,
insanlardan ve Cinlerden âlem verir ve ihtiyacını yerine getirirler.
- İsmi Âzam:
Herhangi bir murat ve dileğin olması için 1111 defa okuyan, en
kısa zamanda istediğine ulaşır, herkes tarafından sevilir ve kolaylıkla
bol rızka ulaşır.
Bu yöntemlerin tamamının, tam bir taharet
(temizlik), helal gıda, oruçlu olma (riyazat) ve icazetli
(izinli) olma gibi katı şartlara uyularak yapılması gerektiği ve ancak bu
şartlar yerine getirildiğinde amelin sahih olacağı vurgulanır.
Uyarı: Kaynaklarınızda Ebced ve Cifr ilminin, harflere
sayı değerleri verilerek geleceğe yönelik tarih düşürme veya gizli bilgileri
keşfetme sanatı olduğu belirtilmekle birlikte, bu yöntemle geleceğe yönelik
kesin sonuçlar ortaya koymanın ilmi kurallara dayanmaktan uzak olduğu ve zandan
öteye anlam ifade etmediği yönünde eleştiriler de mevcuttur. Bu tür
hesaplamalar, kişisel ve ruhani uygulamalarda bir metodoloji olarak kabul
edilmiştir.
Cin Çıkarma ve Sara Tedavisinde Kullanılan Buhurlar
Cin çıkarma (arız olan Cinniyi vücuttan
uzaklaştırma) ve Cinlerin neden olduğu hastalıkların tedavisi (sara, sihir)
amacıyla Havas ilminde pek çok farklı buhur kullanılmaktadır.
Buhurlar, ruhanilerin gıdası olarak kabul
edildiği ve onların hizmet etmesini sağlamak için amel esnasında yakıldığı
için, Cinlerin tabiatına ve amelin amacına uygun olarak seçilir.
İşte kaynaklarınızda Cin çıkarma, sara tedavisi,
manileri iptal etme ve Cinleri cezalandırma amaçlarıyla kullanılan başlıca
buhurlar:
I. Cin Çıkarma ve Sara Tedavisinde Kullanılan
Buhurlar
Cinlerin neden olduğu hastalıkları (sara, darbe)
tedavi etmek ve vücuda arız olan Cinniyi çıkarmak için çeşitli kokulu
buhurların kombinasyonları kullanılır:
A. Genel Tedavi ve Konuşturma Amaçlı Buhurlar
- Amber Kabuğu, Cavi, Lüban (Günlük) ve Meyatü
Saile: Cin'den saralı olan bir kişinin üzerine bu
dört buhur tüttürülerek Berhetiyye isimleri 20 defa okunursa, saralı hemen
konuşur ve sorulanlara cevap verir. Eğer Cin çıkmazsa, Berhetiyye
isimlerinin tamamı 7 defa okunur ve Cin hemen çıkar.
- Tevsiril Ğant ve Menengiç Sakızı: Cin
darbından kaynaklanan hastalıklarda (örneğin karnın şişmesi veya azaların
iptal edilmesi) bu buhurlar yakılarak hasta kurtulur.
- Kizbere ve Mastaki: Kadında
kan çoğalması, sıhhatin bozulması ve rengin sararması gibi Cin
arızlarından kaynaklanan durumlarda (Yirmi dördüncü nevi) bu buhurlarla
hasta buhurlanırsa kurtulur.
- Kizbere: Cin
suresi okunarak saralının üzerine buhur edilmesi tavsiye edilmiştir.
Ayrıca bazı Cin arızlarının tedavisinde tek başına da kullanılır (Altıncı
vasıf ehli için).
- Lüban (Günlük): Sihir
bozma amellerinde ve Ayetel Kürsi ile yapılan davetlerde lüban buhuru
yakılır.
B. Cinleri Yakma ve Kahretme Amaçlı Buhurlar
Bazı bitkiler ve maddeler, Cinleri yakma,
kahretme ve eziyet etme amaçlı olarak kullanılır:
- Tevsiril Ğant ve Habbul Lüban (Lüban
Taneleri): İnsan vücuduna girmiş Cinniyi çıkarmak için
okunacak Azimet sırasında evin dört köşesinde bu buhurlarla buhur edilir.
- Katran: Cinlerin
en azgın ifritlerinin bulunduğu mekanı buhurlamak için, Arabi ayın ilk, on
beşinci veya son gecesinde Katran ile bu mekan buhurlanır ve Kehf
suresi okunur.
- İlaç ve Bitkilerle Yakma: Cinleri
ilaçlarla yakmak, enfiye ve kağıtlarla tedavi etmek istersen; meyatüs
saile, haltit, üzerlik, sedef otu ve hanzal belirli oranlarda
karıştırılıp kullanılmalıdır.
- Kokar Sedef Otu Suyu: Saralı
kişinin burnuna kokar sedef otunun suyundan damlatılırsa, arız olan
Cin yanarak çıkar.
- Harmel (Üzerlik): Harmel
(veya bulunamazsa Sedef otu), soğuk havadan dolayı artan mafsal ağrıları
ve beden işgalinde buhur olarak yakılır.
II. Cinleri Mekandan Uzaklaştırma ve Manileri
İptal Etme Buhurları
Cinlerin iskan ettiği (Ummar) yerlere yapılacak
amel veya define arama gibi çalışmalardan önce bu varlıkları geçici olarak
uzaklaştırmak (Sarf-ı Ummar) ve onların oluşturduğu engelleri (manileri) iptal
etmek için kullanılan buhurlar:
A. Sarf-ı Ummar ve Mekan Temizliği
- Lübani Zeker (Beyaz Günlük) ve Kizbere
(Kişniş): Bu iki buhur, hem hayır hem de şer
amellerde mekanı Cinlerden temizlemek (Sarf-ı Ummar) için kullanılır.
Sarf-ı Ummar esnasında kizbere tanelerinin kırık veya kurtlu olmaması
gerekir.
- Cavi, Kündür ve Kizbere: Mendel
(avucunda Cin görme) ameli yapılırken bu buhurlar yakılır.
- Tayyıb Buhuru: Define
istiharelerinde, taşlar ve mekan bu tayyıb buhuru ile buhurlanır.
(Bu ifade, genellikle güzel kokulu, hayır amaçlı buhurları kapsar.)
B. Define Manilerini İptal Etme
Cinlerin tılsımlı mekanlarda oluşturduğu mani ve
engelleri iptal etmek için kullanılan spesifik buhurlar şunlardır:
- Lüban, Meyatü Saile ve Füclül Ahmer (Kırmızı
Turp): Yer haşereleri veya benzeri bir alamet (Cin
Krallarının kızları tarafından iskan edilen mekan) zuhur ettiğinde, bu
buhurlar yakılarak Mürselat Suresi okunur ve maniler iptal olur.
- Tevsiril Ğant, Meyatü Saile ve Harmel: Arı
şeklinde bir mani zuhur ettiğinde bu buhurlar yakılarak İnşikak Suresi
okunur ve maniler kaybolur.
- Meyatü Saile ve Senderus: Tılsımlı
mevkilerdeki bütün tılsımları iptal etmek için bu ikisi dövülüp Asma
odununun kömüründe yakılır.
- Siyah Kündür (Kilise Buhuru): Hurma
dalı yürütme amelinde mani görüldüğünde Siyah Kündür ile
buhurlanırsa mani ortadan kalkar. Siyah Kündür'ün bileşenleri: Siyah
lübani zeker, Senderus, Laden, Ud, Mastaki, Seceretül Meryem ve İklilil
melik (Hasalban)'dır.
- Kalsuniye ve Laden: Hareket
eden kum şeklinde mani görüldüğünde cam levha buhurlanır.
- Şahtere ve Lüban: Ok atan
şeklinde mani görüldüğünde kırmızı çömlek parçası buhurlanır.
III. Hadim Elde Etme ve Genel Ruhani
Uygulamalarda Kullanılan Buhurlar
Cin çıkarma eylemini gerçekleştiren kişinin
ruhani hadimlerle anlaşma yapması veya onları çağırması sırasında buhurlar
kullanılır:
- Hıdme Buhuru: Çok
güçlü ve genel amellerde (havada uçmak, kilit açmak, recm ettirmek, Cin
Daveti) kullanılan özel bir buhur kombinasyonudur. Hıdme adıyla
isimlendirilen bu buhurlar: Lübani zeker, Sandalı ahmer, Sent ve
Kastalu dur.
- Cavi ve Lüban: Cinleri
davet etmek, seslerini duyarak hırsızlık, define ve kayıp hakkında bilgi
almak için, Güvercin yağı, Kurt yağı ve Meya-i esved (Siyah
günlük) eczaları dövülür ve virane bir yerde buhur olarak yakılır.
Not: Şer amellerde (Tefrik, düşmanlık, zalimden kan
akıtma) ise genellikle sarımsak, kibrit, sabır, soğan kabuğu, hantit, muklil
ezrak ve zift gibi kötü kokulu buharlar kullanılır. Bu, Cinlerin
süfli (alçak) olanlarının hizmetini almak içindir.
İmam Cafer Sadık (ö. 148/765) Hazretleri
İmam Cafer Sadık (ö. 148/765) Hazretlerinin
tavsiye ettiği ameller ve dikkat edilmesi gereken hususlar, kaynaklarınızda hem
manevi (tasavvufi ve fıkhi) hem de ezoterik ilimler (Cifr ve Havas) bağlamında
geniş bir yelpazede ele alınmıştır.
Özellikle geleceğe yönelik alametler ve İmam
Mehdi ile ilgili konularda kendisine pek çok rivayet atfedilmiştir.
I. Manevi Tavsiyeler ve Zikirler
İmam Cafer Sadık'tan rivayet edilen veya onunla
ilişkilendirilen bazı önemli manevi ameller ve dualar mevcuttur:
1. Besmele-i Şerif Okumaya Devam Etmek
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den rivayet edilen
bir hadiste, İmam Cafer Sadık şöyle buyurmuştur: Sürekli olarak "Bismillâhirrahmânirrahîm"
okuyan bir kimse cehennem ateşine girmez. Bu durum, Besmele'nin 19 harf
olmasının, cehenneme müvekkel olan meleklerin (Zebaniler) adedi olan 19'a denk
gelmesiyle açıklanır.
2. Hacca Gitme Vasiyeti
İmam Cafer Sadık'ın, zor zamanlar gelmeden önce
Hac farizasını yerine getirme yönünde bir tavsiyesi bulunmaktadır:
- "Hacca
gidemeyeceğiniz günler gelmeden önce Hacca gidiniz".
- Ayrıca bu uyarıyı
yaptıktan sonra işaret parmağıyla kıble tarafını göstererek, o bölgede yetmiş
bin ya da daha fazla kişinin öldürüleceği kehanetinde bulunmuştur.
3. Fatiha Suresi'nin Önemi
Hazreti Ali (kerrma'llâhu
vecheh radiyallâhu anh) ile arasında geçen bir konuşmada, Fatiha Suresi'nden
yedi harfin çıkartılıp Yasin Suresi'ne, oradan da Enam Suresi'ne
yerleştirildiği ifade edilmiştir. Bu, Fatiha'nın manevi değerinin ve sırrının
yüceliğine işaret eder.
II. Mehdi'nin Zuhuruna Dair Ameller ve
Hazırlıklar
İmam Cafer Sadık, özellikle İsnâaşeriyye
Şiası'nın beklediği On İkinci İmam olan Kaim Mehdi'nin zuhur alametleri ve o
döneme hazırlık konularında çok sayıda rivayet aktarmıştır:
1. Mehdi'yi Tanıma Duası
Mehdi'nin zamanına yetişen bir talibin yapması
gereken en önemli amel, manevi yolunu kaybetmemek için okuması gereken özel bir
duadır. İmam Cafer Sadık, bu duayı yapmayı tavsiye etmiştir:
"Allah'ım
kendini bana tanımayı nasip et, eğer kendini bana tanıtmazsan Peygamber’ini
tanıyamam. Allah’ım bana Resulünü tanıt. Rasul’ünü bana tanıtmazsan Mehdi’ni
tanıyamam. Allah’ım Mehdi’ni bana tanıt, Mehdi’ni bana tanıtmazsan dinimden
saparım."
2. İmamı Tanımanın Mutlak Önemi
Zuhurun erken veya geç olmasının önemini ortadan
kaldıran en kritik nokta, İmam'ı tanımaktır:
- İmam Cafer Sadık şöyle buyurmuştur: "İmamını tanı. Eğer
sen imamını tanırsan zuhurun erken veya geç olması sana zarar vermez".
- İmamını tanıyan kişi, Kaim Aleyhisselam’ın çadırında olanlar
gibidir.
- Ebu Basir'e, Kaim'in evinin önünde belinde kılıcın olup olmamasının
kendisi için fark etmeyeceğini söylemiştir; önemli olan İmam'ı tanımaktır.
3. Zuhur Alametlerini Beklemek
İmam Cafer Sadık, Mehdi'nin zuhurundan önce
gerçekleşecek kesin alametleri (Müslümanların bu alametleri görmesi sonrası
beklemesi gereken zaman) bildirmiştir:
- İki Ölüm Türü:
Mehdi'nin çıkışından önce Kızıl ölüm (kılıç/kimyasal silahlar) ve Beyaz
ölüm (veba/virüs/taun hastalığı) olmak üzere iki tür ölüm yaşanır; bu
ölümlerle her yedi kişiden beşi ölür.
- Doğu Tarafından Ateş: Doğu
tarafından 3 veya 7 gün süren büyük bir ateş görüldüğünde, artık
Ali Muhammed’in Ferec’ini (Mehdi’yi) beklemek gerekir.
- Gökteki Alametler: Zuhur
döneminin kesin olaylarından biri, gökte belirecek olan avuç içidir.
Ayrıca Ay'da veya Güneş'te bir yüz ve apaçık bir el görünecektir.
- Nevruz Günü: Nevruz
günü (21 Mart) Ehli Beyt’ten Kaim'in zuhur günüdür.
III. Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar ve Uyarılar
İmam Cafer Sadık'a atfedilen ilimler ve
rivayetler hakkında, kaynaklar etik ve metodolojik açıdan önemli uyarılar ve
hususlar içermektedir:
1. Sırların ve Gizli İsimlerin Saklanması
- İsim Gizliliği: İmam
Cafer Sadık şöyle buyurmuştur: Bu işin sahibi (Mehdi) öyle bir adamdır ki,
O'nu ancak kafir olan ismiyle çağırır. Bu, Mehdi'nin isminin açıkça
anılmasından kaçınılması gerektiği anlamına gelir.
- Cifr Sırrının Yayımlanmaması: İmam
Cafer Sadık'ın, Cifr'e dair tefsirleri ve sırları düşük seviyeli
kimselerle (sefleh) paylaşmamaları gerektiğini tavsiye ettiği, aksi
takdirde bu sırların yayılacağı belirtilmiştir.
2. Siyasetten ve Fitneden Uzak Durmak
- İmam Cafer Sadık, babası Muhammed el-Bâkır ve dedesi Zeynelâbidîn'in
yolunu takip ederek fitneden mümkün olduğu kadar uzak durmaya
gayret etmiştir.
- Amcazadeleri Muhammed en-Nefsüzzekiyye ve İbrâhim b. Abdullah’ın
isyanlarına muhalefet etmiş, başarılı olamayacaklarını ve
öldürülebileceklerini söylemiştir. Onun bu tavrı, devlet reisine isyan
etmenin faydadan çok zarar getireceği düşüncesine dayanır.
3. Cifr İlmine Dair Tartışmalar ve İsnatların
Güvenilirliği
İmam Cafer Sadık, fıkıh, hadis, kimya, tasavvuf
ve doğal ilimler dahil olmak üzere geniş bir bilgiye sahip bir alim olarak
kabul edilmekle birlikte, Cifr ve Havas ilimlerinin ona
atfedilmesi konusunda büyük tartışmalar vardır:
- Cefr ve Bâtınî İddialar:
İsnâaşeriyye Şiası'na göre o, geçmiş ve gelecekteki bilgi ve haberleri
ihtiva eden cefr ilmine vâkıftır. Bazı rivayetlere göre, geçmiş
peygamberlere verilen kitapların özünü ve kıyamete kadar gerçekleşecek
olayların çözüm yollarını kuzu veya oğlak derisine (cefr) yazarak el-Cefr
ve el-Câmiʿa adlı eserleri telif etmiştir.
- Eleştiriler ve Güvenilirlik Sorunu: Birçok
alim, özellikle sonraki dönem mutasavvıfları için ilgi çekici hale gelen Cifr
ve Tılsım gibi gizli ilimlerin ona nisbet edilmesinin, asılsız
veya mübalağalı olduğunu ileri sürmektedir. Hatta bu tür bilgilerin,
onun saygın kişiliğini istismar etmek isteyen Şiî-Bâtınî zümrelere
ait olduğu iddia edilmiştir.
- Tekfir Edilenler: Şia'da
beklenen Mehdi inancına uyarlanan cifr girişiminin, İmam Cafer Sadık'a ilahlık
atfeden ve İmam tarafından tekfir edilip kovulan Gulât-ı
Şia'dan Hattabîler tarafından İslam dünyasına sokulduğu belirtilir.
- Dini Kaynak Tartışması: Bazı
rivayetlerde Kur'an'da eksiklik bulunduğunu söylediği iddia edilmiştir
(Kuleyni yoluyla). Ancak Isna-Aşeriyye'nin büyük imamları bu rivayetin yalan
olduğunu ortaya koymuşlardır. Bu, İmam'a atfedilen her rivayete
şüpheyle yaklaşılması gerektiğini gösterir.
4. İlmî Makam
İmam Cafer Sadık, Ehl-i Sünnet âlimleri
tarafından da daima hürmetle anılan, hadis ve fıkıhta müctehid derecesine
ulaşmış, sezgi gücü yüksek ve doğru sözlü bir âlim olarak
değerlendirilmiştir. Onun fıkhi görüşlerinin, ledünnî (ilahi) bilgi türünden
olduğu ve peygamberden kendisine intikal eden ilahi bilginin sonucu olduğu Şia
tarafından kabul edilirken, Sünni alimler onun kesinlikle masum olmayan bir
müctehid olduğunu savunmuşlardır.
İbnil Hac Tilmisani
İbnil Hac Tilmisani el-Mağribi Hazretleri'nin (ö.
H. 737) tavsiyeleri, yazdığı kıymetli eserler, özellikle "Şumusul envar
ve künüzül esrar" ve "Medhalüş şeriş şerif" gibi
kaynaklarda, büyük ölçüde Havas ilmi (ruhani bilimler) ve bunun uygulanışına
dair etik, manevi ve pratik usuller üzerine yoğunlaşmaktadır.
İşte kaynaklarınızda geçen, İbnil Hac
Tilmisani'nin ve eserlerinin temelini oluşturan tavsiyeler ve dikkat edilmesi
gereken hususlar:
I. Manevi ve Etik Şartlara Dair Tavsiyeler (Takva
ve Riyazat)
Tilmisani, ruhani amellerin başarısının ve
uygulayıcının selameti için kesin manevi ve ahlaki şartlara uyulması
gerektiğini vurgular:
- Takva (Allah Korkusu):
Amellerin gerçekleşmesi, Allah Teala'nın takvası çerçevesindedir. Takva
olmazsa, hiçbir amel kamil (tam) olmaz. Amel yapılırken Allah
Teala'dan korkmak esastır.
- Riyazat ve Püriten Yaşam:
Amellerin şartları olarak şunlara tamamen uyulmalıdır: Az yemek, az
içmek, az uyumak. Helal yemek ve helal elbise giymek zorunludur. Riyazatlı
olmak (canlı ve canlıdan çıkanı yememek) ve şeriatın yasakladığı
şeylerden kaçınmak gerekir.
- Haram ve Şüpheli İşlerden Kaçınma: Talibin
nefsi kötülüklere ve şeytani arzulara meyilli olmamalıdır.
Ruhanileri şeriata aykırı olan işlerde sakın kullanmaya kalkmamalıdır.
Ruhaniler, şeriata göre hareket ettiklerinden şüpheli hiçbir ameli
yapmazlar.
- Zararın Kişiye Dönmemesi: Amel
sahibi ne kadar hayra yönelikse, amellerinde o kadar başarılı olur, çünkü
Allah (c.c.) kendisinden korkan ve itaat edene her şeyi teshir eder. Şer
amellerin (kötü amaçlı) ise kişiye zarar vereceği, haksız yere yapılırsa amelin
tesirli olmayacağı belirtilmiştir.
- Ameli Gizlemek (Kitman):
Yapılacak her hacetin gizli ve istinaden yapılması gerekir. Talip,
muradına ermek için amelini gizli yapmalı ve babası veya kardeşi
bile olsa kimseye söz etmemelidir. Aksi takdirde, en kuvvetli ilaçlarla
bile tedavi yapılsa, mal veya durum eski haline döner.
- Taharet (Temizlik): Talip,
devamlı olarak bedeninin, elbisesinin ve mekanının temiz olması
şartıyla tam taharet üzere olmalıdır.
- Zihin Berraklığı: Amel
yapılırken zihindeki bütün düşüncelerden (aile, mal, sevinç, korku,
üzüntü vb.) uzak olunmalıdır. Eğer vesvese olursa, bir yudum
şekerli su içerek himmetini toplayıp ameline devam etmelidir.
II. Havas Amellerine Yönelik Pratik ve Prosedürel
Tavsiyeler
Tilmisani, ruhaniyetlerle çalışırken izlenmesi
gereken metodoloji hakkında detaylı talimatlar sunar:
- İcazet (İzin) Almak: Riyazat
yaparak hadim elde etmek isteyen bir kimse, öncelikle şeyhinden izin
(icazet) almalıdır. İzinsiz olarak yapılırsa büyük zararı dokunur.
- Azimetleri Ezberlemek:
Ruhaniyetlere okuyacağı Azimetleri çok iyi ezberlemeli ve okurken
hiç kekelememelidir. Azimeti kitaptan okumak, kalbin yazı ile meşgul
olmasına ve huşu'nun gitmesine neden olur.
- Buhur Kullanımı: Buhurlar
ruhanilerin gıdasıdır. Ulvi ve Süfli ruhanilerin hizmet etmesi için
(gıdalarını almaları amacıyla) amel vaktinde buhurların yakılması gerekir.
Hayır amellerinde (Celb, Muhabbet) genellikle güzel kokulu buhurlar
(Lübani zeker, Sandal, Mastaki) kullanılır.
- Niyet ve Tanıma (Teşhis): Talip,
amel yapmak istediği kişinin rengini, suretini, boyunu, yaşını
teşhis etmelidir. Bilmiyorsa annesinin ismini, annesinin ismini de
bilmiyorsa Havva olarak kabul edip yazmalıdır. Teşhis ve
isimlerin beraber kullanılması en tesirlisidir.
- Ruhanilerden İstek: Kral
Derdeyail gibi yüce ruhanilerden hizmet istenirken, Tayyıl ard (hızla yer
kat etme), havada uçmak, suda yürümek, yiyecek, içecek ve dinarların
celbi (çekilmesi) konularında hizmet talep edilebilir.
- Maden ve Vakit Şartları: Ameller,
gezegen ve burçların uygun said vakitlerinde (uğurlu vakit)
yapılmalıdır. Madene yazılacaksa yazı ile değil nakş ile
yapılmalıdır. Vefkler, amelin anasırına (toprak, ateş, su, hava) uygun
madene yazılıp, uygun yere (ateş altına, toprağa, rüzgara karşı)
gömülmelidir.
III. Şeyhlere ve İlim Talebine Dair Tavsiyeler
İlim öğrenme yolunda İbnil Hac Tilmisani, doğru
yolu takip etmenin ve yanlış rehberlerden sakınmanın hayati önemini belirtir:
- Sapık Şeyhlerden Sakınma:
Tilmisani, yoldan sapmış ve hakikat bilmeyen şeyhlerden evrâd ve
zikir alan bir taifeyi gördüğünü belirtir. Bu şeyhlerin halleri vesvese
mesabesindedir.
- İlim Ehliyle Oturma Yasağı: Sapık
şeyhler, talebelerini ilim ve ifade ehliyle oturmaktan yasaklarlar.
Bu yasağa uyan kişinin ahirette hakikatler meydana çıktığında aldandığı
ve yoldan saptığı anlaşılacaktır.
- Doğru Yol Üzerindeki İlim: İlmi
arzu eden talip, Gözleri perdeleyerek madeninden koparmayı
(hakikate ulaşmayı) talep etmelidir. İlim arayan kişi için kapının açık
olduğunu ve kendisinin bu ilmin garipliklerini müslümanlara faydalı olmak
amacıyla açıkladığını söyler.
- Meyveyi Ye, Ağacını Sorma: Talibin, ilmin kaynağı ve
sahibinin manevi mertebesini sorgulamak yerine, faydasına odaklanması
gerektiği tavsiye edilir: "Eğer, bir aşağılıkta ilim gözükmüşse sana,
meyvesini alda tahtasına karışma".
Tilmisani'nin temel felsefesi, Havas ilminin
büyük bir güç ve sır hazinesi olduğu, ancak bu sırrın sadece yüksek
mertebelere ulaşmak için ve tam bir takva ile kullanılması
gerektiğidir.
Ruhaniler
Kaynaklarda, büyük asker şeklinde inen bir ruhani
varlığın (melikür rûhâniyyü) tasviri yer almaktadır ve bu tasvirde taç rengi
net bir şekilde belirtilmiştir:
Bir rivayete göre, okunan bir ismin devamlı
zikredilmesinden sonra bir ruhani iner. Bu ruhani, büyük asker şeklinde
olup:
- Elbisesi yeşil renktedir.
- Başında kırmızı yakuttan bir taç bulunur.
Bu ruhani, talibe selam verdikten sonra hacetini
(isteğini) sorar ve talip, ruhaniden yanındaki hatem sırrını kendisine
vermesini ister.
İlgili Diğer Ruhani Tasvirleri
Başka bir bağlamda, bir yıllık zikirden sonra
inkişaf eden ruhani sultanın tasvirinde ise taçtan bahsedilmemekle birlikte,
beyaz ve yeşil renkler ön plana çıkar:
- Ruhani sultan beyaz kısrak ata binmiş vaziyettedir.
- Elinde mızrak ve beyaz sancak bulunur.
- Sancağın üzerinde ise isim yeşil rakamlarla yazılıdır.
Mülûkü'l-Cân
"Cinlerin Kralları" (Mülûkü'l-Cân),
Havas ve ruhani ilimler kaynaklarında, hem ulvi (yüksek ruhaniyetler) hem de
süfli (Cinler ve İfritler) âlemi üzerinde hüküm süren, geniş ordulara sahip ve
amellerin gerçekleşmesinde kritik roller üstlenen varlıklar olarak detaylıca
anlatılmaktadır.
Kaynaklarınızda bu krallar, bulundukları
görevlere, gezegenlere ve burçlara göre farklı isim ve özelliklerle
anılmaktadır.
1. Yüce Ruhani Krallar ve Sultanlar
Bu kategorideki krallar, geniş ordulara hükmeden
ve talibin taleplerini yerine getirebilen en üst düzey ruhaniyetlerdir.
Kral Derdeyail (Ruhanilerin Kralı)
Derdeyail, ruhanilerin
kralı (Kral Derdeyail) olarak anılır ve özel bir zikir (El Kayyûm C.C.
ismine hizmet) sonucunda belirir.
- Görünümü: Elbisesi
yeşil renkte olup, kırmızı bir deve üzerinde bulunur. Kral
Derdeyail için altından bir kürsi hazırlanır ve bu kürsinin üzerine
oturarak talibe selam verir.
- Yetkileri: Talibe, Tayyıl
ard (hızla yer kat etme), havada uçmak, suda yürümek, yiyecek, içecek
ve dinarların celbi (çekilmesi) konularında hizmet etmeyi teklif
eder.
- İletişim Yolu: Talibe
bir taş verir. Bu taşı ateşe yaklaştırdığı zaman, Kral Derdeyail
hemen hazır olur ve dilediği her işi yerine getirir.
- Ordusu: Kral
Derdeyail ile beraber, ufukları kaplamış bir ruhani ordusu zahir
olur. Bu ordunun önünde ise yılan suretinde önderler (mü'min
cinlerden askerler) bulunur.
Kral Tavis (Cinlerin Sultanı)
Tavis, kapalı hazineleri açmak için okunan çok
kuvvetli bir Azimet'in huddamlarının komutanıdır.
- Makamı: Mü'min Cinlerin önderi, hazineleri imar eden
ve ifritlere hükmeden bir sultandır.
- Ordusu: Elinin
altında yetmiş (70) komutan ve her sancağın altında yetmiş bin
(70.000) atlı ordu ve 70.000 okçu bulunur. Bu Cinler, göz açıp
yumuncaya kadar emrolundukları şeyi yerine getirir ve asla isyan etmezler.
- Davranışı:
Kendisine selam veren talibe, "Senin için bizde hibe sofraları, nurlu
ve acaip şeyler vardır" der ve dört yönde her hazineye hamle
edebilmesi için kendi koruması altında bir kılıç kuşanmasını
teklif eder.
- Ritüel: Buhurun
dumanı kesildiğinde, Kral Tavis vezirine emreder ve vezir de Cinlerin
ifritler topluluğuna tılsımlı kayaların ve hazinelerin açılmasını
emreder.
2. Mülûkü's-Seb'a (Yedi Melik)
Mülûkü's-Seb'a (Yedi Melik), Havas amellerinde en
sık kullanılan Cin kralları grubudur. Bu krallar, hem Cinni (ardî) hem de
Ruhani (ulvi) isimlerle anılır ve genellikle Esma-i Kamer ile birlikte
zikredilir.
- Amellerdeki Rolleri:
Özellikle karmaşık ve güçlü uygulamalarda (örneğin kâğıdı gümüşe veya
altına çevirme, matlubun aklını alma, celb) bu yedi kralın ismini yazmak
veya onlardan hizmet talep etmek gerekir.
- Ruhani ve Ardî İsimleri: Yedi
Ardî Melik (Cin) ve Yedi Ulvi Melik (Ruhani) isimleri şunlardır:
|
Ardî Melik (Cin) |
Ulvi Melik (Ruhani) |
Süryani İsimleri (Esma-i Kamer) |
Gün/Gezegen |
|
Müzhib |
Rukyâîl |
Leyâhîmin |
Pazar/Şems |
|
Mürreh |
Cebrâîl |
Leyâlağvin |
Pazartesi/Kamer |
|
Ahmer |
Semsemâîl |
Leyâfûrin |
Salı/Merih |
|
Bürkan |
Mîkâîl |
Leyârûsin |
Çarşamba/Utarid |
|
Şemhûreş |
Sarfeyâîl |
Leyârûğin |
Perşembe/Müşteri |
|
Ebyad |
Anyâîl |
Leyârûşin |
Cuma/Zühre |
|
Meymûn |
Kesfeyâîl |
Leyâşelşin |
Cumartesi/Zühal |
- Ruhani Çağrı: Halvet
(inziva) sırasında bu yedi melik, ordularıyla birlikte yedinci gün
talibin önünde hazır olurlar.
- Talep: Talip,
bu krallardan her gün işlerini görmesi için güçlü ifritlerden yedi
arkadaş (hadim) ister.
3. Burçlara Müvekkel Olan Cin Kralları
Kaynaklarda, on iki burcun her birine ait Cin
Kralları'ndan ve onların tasallut (musallat olma) yöntemlerinden bahsedilir.
Hamel (Koç) Burcu Cin Kralı
Süleyman Aleyhisselam, bu burcun Cin Kralı'nı
çağırmıştır.
- İsmi: Eba
Leys ibni Seylüb.
- Meskeni: Deniz
kenarı, çeşme ve kuyu başlarıdır.
- Tasallut Şekli: Kişiyi
rüzgar gibi tutar, sıtmalı gibi titretir ve güçsüz bırakır. Vücudunda ve
içinde şişlikler, yüzünde kızarıklık, baş ağrısı ve yüksek hararet yapar.
Geceleri zahmeti artar.
Cevza (İkizler) Burcu Cin Kralı
- İsmi: Cabir
ibni Mervan.
- Meskeni:
Dağlardır. Sadece Çarşamba günleri ve geceleri dışarı çıkar.
- Tasallut Şekli: Korkunç
yerlere ihtiyaç için (tuvalet için) gidip avret yerine bakıldığında vücuda
girer. Karın ağrısı, rengin sararması, el ve ayaklarda titreme ve
uyuşukluk (gevşeklik hastalığı) yapar.
4. Diğer Önemli Cin Liderleri ve Kabileler
- Katip İsmail: Cin kabilelerinin ileri
gelenlerinden ve alim olan bir zattır. Büyük Kral'ın katibi ve veziri
olarak anılır. İbnil Hac Tilmisani'ye Cin kabilelerinin ilaçlarını
öğretmiştir.
- Cin Krallarının Kızları: Bazı
mekanlarda görülen yer haşereleri ve benzeri alametler, o mekanın
Cinlerinin Cin Krallarının kızlarından olduğunu gösterir.
- İfrit Dermaş'ın Kardeşi Meymun Oğulları: Hamile
kadınlara vurarak düşüğe sebep olan Cin kabilelerinden su ve ateş
sakinleridir.
- Ezrak Oğulları:
Cinsellik sırasında (cima ederken) kadınlara vuran bir Cin nevidir.
Bu kaynaklar, Cinlerin krallarının ve
liderlerinin, sadece doğaüstü güçleri değil, aynı zamanda manevi hizmetlerdeki
hiyerarşik yapılarını ve belirli gezegen ve burçlarla olan bağlantılarını da
göstermektedir.
Cin Kabileleri Ve Ruhani Varlıklar
Cin kabileleri ve ruhani varlıklar, Havas ilmi
(ruhani bilimler) uygulamalarında ve özel ritüeller sırasında, uygulayıcının
(talip) manevi hazırlığına ve amelin amacına bağlı olarak çeşitli şekillerde ve
yöntemlerle görülür veya zahir olurlar.
İbnil Hac Tilmisani ve diğer kaynaklarda bu
gözlem yöntemleri detaylandırılmıştır:
I. Manevi Ritüeller Yoluyla Doğrudan Zuhur
(Manifestasyon)
Cinlerin ve Ruhanilerin en güçlü görünümleri,
genellikle uzun süreli riyazat (inziva ve perhiz) ve kasem (davet) okumaları
sırasında gerçekleşir.
1. Ruhani Krallar ve Orduları
Riyazat şartlarına tam uyulduğunda, Cinler ve
Ruhaniyetler büyük bir ihtişamla görünürler:
- Ruhanilerin Kralı Derdeyail:
Ruhanilerin Kralı Derdeyail, yeşil elbiseli olup, kırmızı bir Deve
üzerinde talibin önünde hazır olur.
- Askerler ve Yılan Suretleri: Kral
Derdeyail ile beraber, ufukları kaplamış bir ruhani ordusu zahir olur.
Bu ordunun önünde ise Yılan suretinde önderler (mü’min cinlerden
askerler) bulunur.
- Yedi Melik ve Ordusu: Yedi
gezegenin ruhaniyetlerini davet eden amelde, yedinci gün adedi belli
olmayan askerler ile beraber yedi Mülükü ve yedi Ruhaniyeti de
talibin önünde hazır olur ve selam verirler.
- Atlı Cinler: Meymun
Eba Nuh ruhani ile tehyic (heyecanlandırma) amelinde, dördüncü gün oruçlu
iken boş bir araziye çıkılırsa, elinde kılıç olan ve At'a binmiş
vaziyette bir Cin görülür.
2. Değişen Suretler ve Varlıklar
Bazı Cinler, başlangıçta korkutucu şekillerde
görünür, ancak talibin emriyle daha güzel suretlere bürünürler.
- Yılan Sureti: Cin
hizmeti davetinde, onyedinci gece yatsıdan sonra, kandildeki fitil
yanarken yılan suretinde bir Cin gelir.
- Güzel Surete Bürünme: Bu yılan
suretindeki Cin çok korkunçsa, uygulayıcı "ey hadim başka suret
üzere gel" diye emir verir, bunun üzerine hadim güzel bir
surete bürünüp gelir.
- Beyaz Kuş: Kağıdı
altına çevirme amelinde davet okunurken beyaz bir kuşun çırpınarak
tabağın üzerine konduğu görülür ve bu kuşun hadim olduğu anlaşılır.
II. Mendel Yoluyla Dolaylı Gözlem
Doğrudan görme gücüne sahip olmayan
uygulayıcılar, Cinleri ve kabilelerini görmek için "Mendel" adı
verilen yansıtıcı araçları veya bakıcıları kullanırlar.
1. Su İçinde Görme
- Cin Kabilelerini Görme: Yeni ve
kullanılmamış bir kap içine yazılan davet duası suyla silinir. Bu suya
bakılarak ve buhur tüttürülerek Azimet okunur. Bu sayede uygulayıcı suyun
içinde Cin kabilelerini açıkça görür ve onlardan hırsızlık, define ve
kayıplar hakkında cevap alır.
- Bakıcıya İhtiyaç Olmaması: Bu
mendel (ayna) yönteminde okuyan kişinin açıkça gördüğü ve bakıcıya
ihtiyaç duyulmadığı belirtilmiştir.
2. Bakıcı (Çocuk) Avucuyla Görme
- Çocuk Bakıcılığı: Abdestli
olmayan, akıl baliğ olmamış bir çocuğun avucuna özel tılsımlar yazılır.
Avucunun ortasına mürekkep ve zeytinyağı damlatılır. Uygulayıcı buhurlar
yakıp Kasem okur. Çocuk, avucunda ruhların geldiğine dair bir genişlik
görene kadar bakmaya devam eder.
- Define Keşfi: Feceşin
sezhazin hatemi beyaz tenli, sarı saçlı, mavi gözlü bir çocuğun avucuna
yazılıp buhurlanır. Çocuk, şüpheli mekanda dolaşırken hazinenin üzerine
geldiği zaman eli ile yere vurur, bu da defineyi görme ve tespit etme
yöntemidir.
3. Gözlere Sürme Çekerek Görme
- Hayvan Ödleri: Siyah
kedinin ve siyah tavuğun ödünü alıp, sürme taşı ile karıştırdıktan
sonra gözüne sürme gibi çeken kişi Cin'leri görür ve onlarla konuşur.
III. Rüya ve İlhâm Yoluyla Görme
Cinler veya Ruhaniler, geleceğe dair veya gizli
bilgilere dair gözlemleri rüya yoluyla da talibe aktarabilirler.
- Define Haberi: Pazar
günü oruç tutup, gerekli Ayetleri okuyup yatan kişi, gece uyurken 2
tane ruhani gelir ve o civarda define nerede varsa haber verip,
mekanını ifşa ederler.
- Kayıplar Hakkında Bilgi: Özel bir
tılsımı yazıp, yastığının altına koyan kişi, rüyasında bir cin gelir
ve her türlü şeyden sual etse, cevap verir.
IV. Mani (Engel) Olarak Farklı Suretler
Define veya tılsımlı yerlerde Cinler ve İfritler,
insanları engellemek için farklı şekillerde görünebilirler (mani zuhurları):
- Yer Haşereleri: Cin Krallarının kızlarının
iskan ettiği yerlerde yer haşereleri ve buna benzer bir alamet zuhur
eder.
- Hayaletler:
Ameliyeden önce engelleri bozmak istenirse, Cinlerin ortaya çıkardığı hayalet
şekilleri su serpilerek dağıtılabilir.
- Ayı ve Yılanlar: Hazine
bulunan mekanda Ayı, Yılan ve benzeri suretler görülürse, özel bir
vefk yazılarak bu maniler batıl edilir.
- Kurbağa: Eğer mani kurbağa
şeklinde ortaya çıkarsa, bunun Cin perilerinden olduğu bilinir.
- Asılı İnsan Şekilleri: İdam
edilmiş kimsenin elbisesi, içyağı ve insan kanı ile yapılan mum
yakıldığında, odanın içerisi asılmış insan şekilleriyle dolar.
- Hayalet Gösterme (Simya): Kara
Karga ve Hüdhüd kuşu kalbi ile yapılan karışım yakıldığında, evin içinde çeşit
çeşit şekiller meydana gelir ve yanına kim gelirse gelsin bu hayaletleri
görür. Bu, Cinlerin doğrudan zuhuru olmaktan ziyade, bir tür optik
aldatmaca (simya) tekniğidir.
Cinlerle Nikâh
Kaynaklarınızda "Cinlerle evlilik"
(Cinlerle nikâh) kavramına doğrudan değinilmemekle birlikte, ileri düzeydeki
ruhani uygulamalar (Havas) sırasında uygulayıcı (talip) ile Cin kralları ve Cin
kızları arasında gerçekleşen çok yakın ve özel etkileşimler, bazı hadimlerin
(ruhani hizmetkârların) cinsel veya kişisel ilişkilere müdahalesi ve talip ile
huddam arasındaki özel anlaşmalar detaylandırılmıştır.
İşte kaynaklarda geçen, Cinlerle olası yakın
ilişkiler ve etkileşimler:
I. Cin Kızlarının Zuhuru ve Talibin Sınanması
Ruhani davetler ve riyazatlar sırasında,
uygulayıcının karşısına çıkan ruhani varlıklar arasında, özellikle çekici kadın
figürleri ve Cin krallarının kızları bulunmaktadır.
1. Ruhani Güzellik ve Cazibe
Çok ağır ve uzun riyazatlar (inziva ve oruç)
sonrasında hadim elde etme ritüellerinde, talibin karşısına çıkan varlıklar
arasında Cin kızları yer alır.
- On ikinci (12) gün tamamlandığında, talibe önce büyük bir yılan zahir
olur ve boynuna dolanır. Yılan eriyip kaybolduktan sonra, üzerlerinde
kırmızı ipek ve yakut giyimli, ellerinde altın ve para dolu tabaklarla Cin
kızları görünürler.
- Daha sonra, boylu poslu, beyaz tenli ve çok güzel bir kadın
(Kralın kızı) görünür. Bu kadın sanki nar çiçeği gibidir.
Yürüyüşünde gururlu ve nazlıdır; kollarında altından bilezikler,
ayaklarında zümrütten halhallar ve halhalın üzerinde kırmızı ve yeşil
yakutlar vardır.
- Kralın kızı, talibe selam
verir ve ondan hiçbir kimsenin sabredemeyeceği şekilde güzel bir ses
duyulur. Kaynak, bu kadınla "beraber olmak için hiçbir kimse
sabredemez" uyarısını yapar. Bu ifade, cinsel cazibenin ve
birliktelik arzusunun şiddetine işaret eder.
2. Cin Meliklerinin Kızları Şehri
İbnil Hac Tilmisani'nin eserlerinde aktarılan bir
keşif hikayesinde, bir gemi yolculuğu sonrası varılan beyaz bir adada, Cin
meliklerinin kızlarının bulunduğu bir şehir tasvir edilmiştir. O şehrin
güzelliğinin eşsiz olduğu belirtilmiştir.
II. Hadimlerle Kurulan İlişki Şekli (Dostluk ve
Hizmet)
Cin Kralları'ndan veya ruhanilerden hadim
(hizmetkâr) elde etme amacı güden ritüellerde, kurulan ilişkinin resmi
çerçevesi genellikle hizmet, dostluk ve kardeşlik üzerinedir, evlilik
değil.
- Dostluk ve Kardeşlik Talebi: Talip,
ruhanilerden ahit ve söz isterken, "bütün ruhani amellerde, hayır
veya şer olsun istediğini" söyler. Ayrıca hadim elde etmek isteyen
talip, ruhaniye "Seninle dost ve kardeş olmak" istediğini
de belirtir.
- Ömür Boyu Hizmet:
Hadimler, bazı şartları kabul ettikten sonra talibe "ömrünün
sonuna kadar hizmet etmeyi" taahhüt edebilirler. Bu hadimler
Tayyıl ard (hızla yer kat etme), havada uçmak, hazinelerin kapısını açmak
gibi konularda yardımcı olurlar.
- İtaat ve Teshir:
Amellerin temel amacı, ulvi ve süfli ruhanileri itaat altına alıp kendine teshir
etmektir.
III. Cinlerin Cinsel ve Kişisel Hayata Musallat
Olması
Evlilik ilişkisinin ötesinde, Cinlerin insanlarla
olan temasları, genellikle zorla musallat olma (tasallut), hastalık veya
cinsel hayatı bozma şeklinde gerçekleşir.
- Zina Edeni Bağlama Sırrı: ELMÜTEKEBBİR
C.C. ismi şerifi, "zina eden bir kadın üzerine iyi bir saatte
zikredilirse, o kadın bir daha zina etmez" çünkü bu isimde bağlama
sırrı vardır. (Bu, Cinni bir ilişkiyi bitirme veya engelleme
amaçlıdır).
- Cima Sırasında Darb: Cin
kabilelerinden Ezrak Oğulları, cinsel ilişki sırasında (cima
ederken) kadınlara vurarak düşüğe sebep olabilir.
- Cinsel Organlara Yerleşme: Bazı Cin
kavimleri (ikinci vasıf ehli), çok güzel olan kadınların dübürüne
vururlar ve oralarına yerleşmeyi isterler.
- Erkekliğin Bağlanması (Ribat): Cinler,
erkeğe yaptıkları darbelerle (cin darbı) erkekliğini bağlayabilirler.
Bu durum, zina eden veya yuva yıkan erkek için cezai bir amaçla da
uygulanabilir.
IV. Evlenme Amacıyla Havas Ameli
Kaynaklarda, bir kişinin bir kadınla evlenmeyi
istediği zaman uygulayabileceği bir Havas ameli mevcuttur. Bu amel,
Cinlerin veya ruhanilerin gücünü kullanarak insanı celb etme amacı güder:
- Evlenme Celbi: Karı
kocadan birini diğerine meyl ettirmeyi veya bir kadınla evlenmeyi
istediğin zaman: Matlubun elbisesinden bir parça alınıp, talibin Yay
burcu esnasında Zühre saatinde vefk yazılır. Bu, Cin hizmetinden
faydalanılarak bir insanla meşru bir ilişki kurma isteğini gösterir.
Cinlerle evlilik, kaynaklarda meşru bir uygulama
olarak değil, Cin kızlarının cazibesiyle imtihan olma, ya da Cinlerin
insanlara karşı gerçekleştirdiği cinsel musallat ve azalandırma
(darb) eylemleri bağlamında ele alınmıştır.
Cinlerin İskan Ettiği Yerlerin Özellikleri
Havas ve ruhani ilimler kaynaklarına göre,
Cinlerin ve Şeytanların iskan ettiği (mesken tuttuğu) yerler özel özelliklere
sahiptir ve bu bölgelere ev inşa etmenin veya bu yerleri rahatsız etmenin ciddi
manevi ve fiziksel zararları bulunmaktadır.
İşte Cinlerin iskan ettiği yerlerin özellikleri
ve bu yerlerde ev yapmanın getirebileceği tehlikeler:
I. Cinlerin İskan Ettiği Yerlerin Özellikleri
(Meskenler)
Cinler ve Şeytanlar, insanlardan uzak veya gizli
kalmış, hatta insan faaliyetinin yoğun olduğu bazı spesifik mekanları mesken
tutarlar:
- Pınarlar ve Mağaralar: Cinlerin
kimisi pınarlara kimisi de mağaralara yerleşirler.
- Harap Mekanlar ve Kabirler:
Şeytanlar, evleri ve kabirleri mesken tutarlar. Cinler ayrıca
define ve hazine üzerine yerleşmiş olarak bulunabilirler.
- Vadi ve Su Kenarları: Bazı Cin
kavimleri vadi sakinleridir. Cin kabilelerinden su ve ateş
sakinlerinin olduğu yerler de belirtilmiştir.
- Tılsımlı ve Engelli Alanlar (Define
Yerleri): Cinlerin iskan ettiği bu yerler genellikle
tılsımlı ve manilerle (engellerle) doludur. Bu alanlarda; ok, kılıç,
mızrak, Cin şeytanları, ulvi ve süfli ifritler, ateş, uyku, felç, korku,
civa, hayalet ve korkunç vahşi suretler gibi maniler bulunabilir.
- Özel Sesler Çıkan Yerler: Bir
yerde aniden demir sesi duyulursa, buranın Cinlerin en azgın
ifritlerinden olan varlıklar tarafından iskan edildiği anlaşılır ve o
mekandan hemen uzaklaşılması gerekir. Ayrıca zincire vurulmuş bir katırın çıkardığı
tıngırtı gibi ses duyulması, oranın hayvani cinler tarafından iskan
edildiğini gösterir.
- Yer Haşereleri Görülen Alanlar: Yer haşereleri veya buna
benzer bir alamet zuhur ederse, o mekanın Cinlerinin Cin Krallarının
kızlarından olduğu anlaşılır.
II. O Mekanlara Ev Yapmanın veya Rahatsız Etmenin
Zararları
Kaynaklar, Cinlerin mesken tuttuğu yerlere (ister
yeni bir yapı, isterse halihazırda var olan ev veya dükkan olsun) müdahale
etmenin veya bu mekanlarda ritüelleri doğru yapmamanın ciddi zararları olduğunu
belirtir:
1. Mekanın Harap Olması ve Terk Edilmesi
- Ebedi Harabiyet: Eğer
kötü niyetli bir işlem (şer amel) yapılır ve Ğazali mesellesi
(vefk) zalim bir kişinin evine gömülürse, o ev harap olup, ebedi
imar olmaz.
- Mekanı Terk Etmeye Zorlanma: Bir
kimseye kötü niyetli bir vefk yazılıp evine veya dükkanına gömülürse,
o kişi bir ay dolmadan o mekanı terk eder, hatta dedeleri ve
babaları o evde doğmuş olsa bile. Bu, Cinni musallat etme amaçlı yapılan
bir şer amelin neticesidir.
2. Okuyucuya veya Talibe Dönen Zararlar (İkamet
İlişkisi)
Amel yapan kişinin, Cinlerin iskan ettiği
yerlerdeki kurallara uymaması, zararın doğrudan kendisine dönmesine neden olur:
- Büyük Zararlara Uğrama: Cinler
bir yerden uzaklaştırıldıktan sonra (Sarfı Ummar), tekrar yerlerine
döndürülmezse, okuyucuyu çok büyük zararlara uğratırlar. Bu,
Cinlerin meskenlerinin kendileri için ne kadar önemli olduğunu ve
buraların boş bırakılmasının tehlikesini gösterir.
- Fiziksel Azaların İptali veya Sara: Eğer
Cin, amel yapan kişinin bir hizmetçisi yokken ona darb ederse (vurursa), o
kişiyi öldürür veya herhangi bir azasına yerleşip, o azayı iptal
eder (kullanılamaz hale getirir). Ya da kişinin ağzını eğer,
ayaklarını iptal eder veya cinsel organına vurup, erkekliğini bağlar.
- Hastalık ve Yara Çoğalması: Bir
kimsenin sıhhati iyi olup, aynı zamanda yara ve çıbanları çoğalmış ise,
bu durumun o kişinin geceleyin dışarı çıkıp, Cinlerin çocuklarını
çiğnemiş ve onların bazı azalarını kırmış olmasından kaynaklandığı
bilinmelidir.
3. Yapı ve Tedavi Sırasındaki Kısıtlamalar
Mevcut bir evde tedavi veya ruhani amel
yapılırken bile, Cinlerin varlığı nedeniyle bazı yerlerden kesinlikle
kaçınılmalıdır:
- Kapı Eşiğinde Tedavi Yasağı: Hasta
olan kişiyi ev kapısının önünde veya evin eşiğinde tedavi etmek yasaktır.
- Mekânın Cinsiyet Uyumu: Eğer
hasta erkek ise ve mekandakilerin çoğunluğu kadın ise veya hasta kadın ise
ve mekandaki erkekler çoğunlukta ise, amel batıl olur ve tamamlanamaz.
- Çatısızlık: Amelin
mutlaka bir çatı altında olması veya dışarıda yapılıyorsa sema
ile okuyucu arasında bir örtü olması şarttır.
Kargalar
Kaynaklarda, kargaların (özellikle Kara Karga'nın)
bulunduğu yerlerin veya bizzat kargaların kendilerinin neye işaret ettiğine
dair doğrudan genel bir coğrafi tanım bulunmamakla birlikte, bu hayvanın bazı
mistik ve simyevî uygulamalarda hayaletler, illüzyonlar ve göz aldatmacaları
ile ilişkilendirildiği belirtilmektedir.
Karganın (veya karga isminin) geçtiği bağlamlar
ve işaret ettiği durumlar şunlardır:
1. Hayaletler ve İllüzyonlar Gösterme
Kara Karga, özellikle Simya ilmi ile
uğraşanların, bulundukları mekânlarda çeşitli hayaletler (şekiller)
göstermesi amacıyla bir ritüelin parçası olarak kullanılır.
- Uygulama: Kendi
evinde yalnızken, yanına gelenlere kendini hayalet gibi göstermek
ve şaşırtmak istersen; Kara Karga'nın kalbi ve başı, Hüdhüd kuşunun
kalbi ve başı ile birlikte alınıp güzelce dövülür.
- Malzeme: Bu
karışım, insan kanı ile karıştırılıp, Ud ve Haslüban eklenerek
nohut büyüklüğünde haplar yapılır.
- Mekandaki İşaret: Bu
haplar buhurdanlıkta yakıldığında, evin içinde çeşit çeşit şekiller
meydana gelir. Yanına kim gelirse gelsin, bu hayaletleri görür.
Dolayısıyla karganın kullanıldığı bu tür yerler, yapay hayaletlerin
(ruhani veya optik aldatmacalar) zuhur edeceği yerlere işaret eder.
2. Eğlencelik Oyunlar
Karga ismi, bir "müfred (tek) oyun"un
parçası olarak da geçmektedir:
- İsimlendirme: Kurbağayı
Karga Gibi Öttürmek. Bu, bir kağıt üzerine Karga resmi
çizilerek ve duvar oyulup içine bir kurbağa koyularak yapılan bir hiledir.
Bu tür bir karga resmi, eğlence veya şaşırtma amaçlı bir hile yapılan
mekâna işaret eder.
3. Edebi ve Hicivsel Kullanım
Karga, bazı edebi metinlerde (tarih
manzumelerinde) hiciv veya mizah amaçlı bir imge olarak da
kullanılmıştır:
- Şair Sürûrî'nin bir mısraında geçen "Bülbül gibi rakîbler
ötmüş gurâb iken" ifadesindeki "gurâb" (karga),
rakiplerin aslen yeteneksiz veya kötü niyetli olduğunu ima etmek için
kullanılmış olabilir. Bu kullanım, karganın manevi bir alamet yerine edebi
bir karalama figürü olarak kullanıldığına işaret eder.
Kötü Niyetli Okumanın (Şer Amelin) Okuyana Dönen
Zararı
Sorunuz, kötü niyetli okumaların (şer
amellerin) uygulayıcıya (okuyana) dönebilecek zararlarını ve bu tür
hizmetler için para karşılığı okuma meselesini Havas ve Cifr ilimleri
bağlamında ele almaktadır.
Kaynaklar, bu iki konuya dair hem etik ve manevi
uyarılar hem de uygulama esnasında uyulması gereken kesin kurallar sunmaktadır.
1. Kötü Niyetli Okumanın (Şer Amelin) Okuyana
Dönen Zararı
Havas ilmi, hem hayır (muhabbet, şifa, celb) hem
de şer (tefrik, buğuz, bağlama, hastalık verme, harab etme) amaçlı
kullanılabilen ruhaniyet ilmidir. Kaynaklar, şer amellerin icra edilirken
uygulanması gereken katı kurallara ve bu kurallara uyulmadığında ortaya
çıkabilecek tehlikelere dikkat çeker:
Şer Amellere Dair Genel Uyarılar
- Allah Korkusu ve Amelin Geri Dönmesi: Şer
ameller (kötülük amaçlı işlemler) yapılırken, uygulayıcının Allah
Teala'dan korkması gerektiği özellikle vurgulanmıştır. Eğer amel, hak
etmemiş suçsuz bir kimseye karşı yapılırsa, yapılan amelin kişinin
kendisine döneceği uyarısı bulunmaktadır.
- Riyazat Ehli Olmama Zararı: Bu ilimdeki uygulamalar,
riyazatlı (oruçlu, perhizli) olmayı ve tam tahareti gerektirir. Kaynaklar,
riyazat ehli olmayan kişilerin bu tür amelleri yapmaması
gerektiğini, aksi takdirde okuyan kişinin büyük zarar göreceğini
açıkça belirtir.
- İcazet Eksikliği (İzin): Bu işi
yapan kişinin icazetli (izinli) olması şarttır. İcazetsiz kişi
babasız çocuk gibidir ve amelin sahih olması için bu şartın yerine
getirilmesi gerekir. İzinsiz yapılan amelin fayda sağlamadığı gibi, büyük
zararlara yol açabileceği ifade edilir.
- Ruhanilerin İtaatsizliği ve Zarar Verme: Ruhani varlıklar (Cinler),
görevlerini yerine getirirken itaat ederler. Ancak mekanın Cinleri (Ummâr)
sarf edilmezse, ameli bozarlar ve hiçbir fayda görülmez. Cinler bir
yerden çıkarıldıktan sonra tekrar dönmeleri sağlanmazsa, okuyucuya çok
büyük zararlara uğratırlar.
- Amelin Başarısızlığı ve Hayal Olması: Şartlara
(konuşmamak, taharet üzere olmak, madenlere atılırken kimsenin görmemesi
gibi) uyulmazsa, amelin hayal gibi olacağı belirtilmiştir.
Şer Amellerde Kullanılan Unsurlar
Şer amellerde, hayır amellerinden farklı olarak
kötü enerjiyi temsil eden unsurlar kullanılır:
- Buhur: Amel şer
amaçlı ise, kötü kokulu buhurlar (Hantit, Kibrit, Cin tırnağı,
Soğan ve Sarımsak kabuğu gibi) yakılır. Muhabbet amaçlı celb için güzel
kokulu buhur yakılması şarttır.
- Mürekkep: Şer
amellerde, misk ve zaferan yerine mur, sabır, çivit ve siyah mürekkep
karışımı ile yazım yapılır.
- Süfli Ruhaniler: Şer
amellerinde işlemleri, sonu "Tışin" ile biten süfli
ervahlar yapar (Ulvi ervahlar ise sonu "Ayil" ile biten
isimleri kullanır).
2. Para Karşılığı Okuma ve Maddi Çıkar
Kaynaklar, ezoterik bilginin ve ruhani amellerin
maddiyatla ilişkisi konusunda bazı dolaylı bilgiler ve uyarılar sunar, ancak
"para karşılığı okuma" ifadesini doğrudan meşrulaştıran veya reddeden
kesin bir hüküm bulunmaz.
Maneviyatın Maddi Kazanımından Kaçınma
- İlahi Rıza ve Niyet: Havas
ilminin ülemaları, ilmin sahibinin ne kadar hayra yönelikse,
amellerinde o kadar başarılı olacağını söylemişlerdir. Çünkü Allah
(c.c.) kendisinden korkan ve itaat eden kişiye her şeyi teshir eder. Bu,
amelin temelinde ilahi rıza ve takvanın olması gerektiğini gösterir.
- Zenginlik Talebi: Bazı
ruhani davetler ve isim zikirleri, talibin uzun ömür, bol mal mülk,
dinarların celbi gibi maddi isteklerini yerine getirmek amacıyla
kullanılır. Örneğin, ruhanilerin kralı Derdeyail'den dinarların celbi
istenir.
- Hadimden Maddi Talep: Hadim
elde etme ritüellerinde, hadimden açıkça "her gecede yastığımın
altına mübah olan mallardan nafakamı koymanı istiyorum" gibi
maddi taleplerde bulunulur. Bir hadimden her gün iki altın
getirmesi istenebilir ve bunun sahih olduğu, ancak korkmamak gerektiği
belirtilir.
Edebi Sanat ve Geçim Kaynağı
- Ebced hesabını meşru bir tarzda kullanan edebiyatçılar, sanat
eserleri ortaya koymuşlar, "belki de geçimlerini bu yolla temin
etmişlerdir". Ancak şair Sürûrî'nin bile, meclislerde
eğlendirdiği ileri gelenlerden ve tarih manzumeleri düzenlediği
kişilerden, âdet haline gelmiş olmasına rağmen, maddi bir refah elde
edemediği belirtilmiştir.
Simya ve Haram İş Uyarısı
- Bazı metinlerde kurşunu altına veya gümüşe çevirme gibi simya
amelleri detaylıca anlatılsa da, bu işlemlerin kaideleri ve helal/haram
sınırları konusunda kesin uyarılar vardır.
- Örneğin, muhabbet celbi gibi amellerin buhuru (Meyatü saile ve Amber
kabuğu) hakkında, bu amelin "haram olan işlerde sakın
kullanılmaması" gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Sonuç olarak, Havas ilminde şer amaçlı okumaların
yapılması (taslit, tefrik, bağlama) mümkündür, ancak bu amellerin, okuyucunun
yetkisiz, riyazatsız veya yanlış şartlarla yapması durumunda büyük zararla
kendisine dönmesi kuvvetle muhtemeldir. Maddi karşılık (para) alma meselesi
ise, ruhaniyetlerden doğrudan maddi talepte bulunma veya ruhanilerin hizmetini
bu amaçla kullanma şeklinde kaynaklarda yer alsa da, bu ilimlerin
kullanımındaki temel prensip, ilahi rızaya uygunluk ve takvadır.
Şeytanın Havas Ehline Hileleri
Kaynaklarınız, "Şeytanın Havas ehline
hileleri" konusunu, ruhani uygulamalarda (Havas ve Cifr)
karşılaşılabilecek manevi tehlikeler, yanlış rehberlik ve ritüel hataları
üzerinden ele almaktadır. Bu hileler, genellikle amelin bozulmasına, talibin
yoldan sapmasına veya kendisine büyük zarar gelmesine neden olan durumlardır.
İşte kaynaklarınızda belirtilen, şeytanî
tesirler, ruhaniyetlerin hileleri ve uygulamacıları saptıran etkenler:
1. Sapık Rehberler ve Şeytanî Vesveselerle
İmanının Zarar Görmesi
En büyük hilelerden biri, talibin yanlış bir
rehberi takip etmesidir. Kaynaklar, bu tür rehberlerin manevi âlemdeki vesvese
makamında olduğunu belirtir:
- Sapık Şeyhlere Uymak: Amel sahiplerinin bir
kısmı, zikir ve evrâdı, yoldan sapmış ve hakikati bilmeyen şeyhlerden
almışlardır. Bu şeyhlerin halleri, vesvese mesabesindedir.
- İnançların Zarar Görmesi: Bu sapık
şeyhler, yoldan saptırdıkları öğrencilerine, ilim ve ifade (açıklama)
ehliyle oturmayı yasaklarlar. Bu yasağa uyan kişinin ahirette
hakikatler meydana çıktığında, aldandığı ve yoldan saptığı
anlaşılır.
- Haram Kılınan Şeyhlik: Bu sapık
şeyhler, kendi durumlarının doğruluğuna dair soruları yasaklar. Üstelik
bir şeyh, insanlara İsm-i Âzam'ı öğrettiği takdirde ümmetin
kelamını inkâr etmiş sayılır ve bu durum, toplumu sapıklığa götüren bir
Mecûsî (ateşperest) gibi davranmaktır.
2. Şer (Kötü Niyetli) Amellerin Uygulayıcıya
Dönmesi
Ruhanilerin şer amaçlı (tefrik, taslit, bağlama,
harab etme) kullanılması, okuyucunun kendisine zarar gelmesine neden olabilir
ve bu durum bir nevi şeytanın hilesi olarak geri döner:
- Amelin Geri Dönmesi (Hakka Uymama): Şer
ameller yapılırken Allah Teala’dan korkulması gerekir. Eğer amel, hak
etmemiş suçsuz bir kimseye karşı yapılırsa, yapılan amelin okuyanın kendisine
döneceği uyarısı yapılmaktadır.
- Zarar Görme Riski: Bu tür
şer amellerin (cinni/saralı hastaya darb etme, bağlama, harab etme)
riyazat ehli olmayan kişiler tarafından yapılması durumunda, okuyan
kişinin büyük zarar göreceği belirtilmiştir.
- Şeytanın Savaşı Tutuşturması: Tefrik
(ayırma) amellerinde, Şeytanın (ruhânî) eylemi teşvik ettiği ve fitneyi
başlattığı ima edilir: "Küllemâ ev kadû nâran lil harbi. Eşaleheş
şeytânü..." (Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, onu Şeytan
tutuştursun...).
3. Ruhaniyetlerin Yanıltması ve Şartlara
Uyulmaması
Ritüel sırasında ortaya çıkan zorluklar ve
ruhanilerin hareketleri, talibin ameli bozmasına yol açarak başarısız olmasına
sebep olur:
- Huddamın İsmini Gizlemesi: Bir hadim (ruhânî
hizmetkâr) elde edildiğinde, bazen ismini gizlemek ister. Talip bu
durumu anlamalıdır.
- Vesvese ve Himmetin Dağılması: Amel
yapılırken, kişinin aile, mal, sevinç, korku, üzüntü vb. bütün
düşüncelerden uzak olması şarttır. Amelden başka hiçbir şeyle meşgul
olunmamalıdır. Eğer vesvese olursa, bir yudum şekerli su
içilerek himmet toplanmalıdır.
- Huşûnun Kaybı: Ruhaniyetlere okunan
Azimetler'in çok iyi ezberlenmesi gerekir. Azimeti kitaptan veya
levha üzerinden okumak yeterli değildir, çünkü kalbin yazı ile
meşgul olması, huşu'yu ortadan kaldırır ve amelin en gereklisi olan teveccühü
engeller.
- Ummar'ın Geri Dönmemesi: Amel
başlamadan önce mekanın cinleri (Ummar) uzaklaştırılmazsa (sarf-ı
imar yapılmazsa) ameli bozarlar. Eğer Ummar gönderilir ve amel
bittikten sonra yerlerine döndürülmezse, okuyucuya çok büyük
zararlara uğratırlar.
- Huddamın Verdiği Sırrı Korumama:
Ruhaniden alınan özel bir yüzüğü veya mührü, başka birinin görmesinden
sakınılması gerekir. Aksi takdirde, o yüzük kaybolur. Ayrıca
mührü kirli, cünüp, hayızlı kadın, günahkar ve facir kişilerin
tutmaması şart koşulur.
- Yanlış Zamanlama: Amelin
tesirli olması için uygun saatler (Müşteri saati, Kamer menzili vb.)
seçilmelidir. Aksi takdirde amel sahih olmaz.
Bu bağlamda, şeytanın ve ona bağlı ruhaniyetlerin
hilesi, genellikle talibi riyazat, taharet, icazet ve niyet gibi kesin
kurallardan alıkoyarak amelin bozulmasını sağlamak veya kişinin takip ettiği
şeyh aracılığıyla onu manevi olarak saptırmaktır.
İhfa
Sorduğunuz "Gizlenmek için hangi isim
kullanılır?" sorusunun cevabı, kaynaklarda geçen ezoterik ve ruhani
ilimler (Havas ve Cifr) bağlamında, harflerin, isimlerin ve özel duaların
gizlenme (ihfa) amacıyla nasıl kullanıldığına dair bilgilere dayanarak
verilebilir.
Gizlenmek (gözlerden kaybolmak) amacıyla
kullanılan özel isimler ve uygulamalar şunlardır:
1. Esma-i Hüsna İçinden Kullanılan İsimler
Kaynaklar, doğrudan bir Esma-i Hüsna'nın tek
başına "gizlenmek" amacıyla zikredildiğini belirtmemektedir; ancak
bazı Esma-i Hüsna'nın vefkleri ve ruhanileri, kişinin durumunu güçlendirme ve
korunma (dolaylı olarak gizlenme) amacıyla kullanılır:
- Sekizinci İsim (Esma-i Seba'dan): Tahatili
Seba isimleri arasında yer alan sekizinci isim, yazılışı ve
kullanımı bakımından "gözlerden gizlenmek için olup, en güzel
isimdir" olarak nitelendirilmiştir.
2. Harflerin ve Özel Formüllerin Kullanımı
Gözlerden gizlenmeyi sağlamak için genellikle tek
bir isimden ziyade, özel dualar, tılsımlar ve belirli harf tertipleri
kullanılır:
- "Kuhulu İhfa" (Gizlenme Sürmesi): Batadin
Zehecin Vahın isimleri yazılıp, bu isimlere devam edilerek vefkin
üzerindeki sürme tozu göze çekilirse, kişiyi Allah Teala'nın izniyle hiç
kimse göremez. Bu sürmeye Kuhulu İhfa denir.
- Ruhani Yardım İstenen Dua:
Gözlerden gizlenmeyi açıkça talep eden bir ruhani davet duası şöyledir:
- "Eyyühel melikür
rûhâniyyü seeltüke bi kâfil kudreti illâ mâ ecebtenî ve ahfeytenî anil
a’yüni hattâ lâ yesmea lî meşyün ve lâ yürâ lî zıllün."
- Bu dua, "Ey ruhani
melik! Kudretin Kâf'ı hakkı için senden diliyorum ki bana icabet edesin
ve gözlerden gizleyesin; öyle ki, yürüyüşüm duyulmasın ve gölgem
görülmesin" anlamını taşır.
3. Gizlenme Amacına Yönelik Yöntemler ve
Materyaller
Gizlenmek için harflerin ve isimlerin belirli
ritüellerle veya fiziksel objelerle birlikte kullanılması gerekir:
- Hüdhüd ve Yarasa: Hüdhüd
ve Yarasa kuşları kesilip, kanları bir kaseye konur. Kan ile beş Esma
yazıldıktan sonra, iki kuşun başı da bu beze konur ve bez sağ pazıya
bağlanır. Bu bez kolunda bağlı olduğu müddetçe, kişi insanların gözlerinden
gizlenir.
- Harflerin Hesabı: "Ebced"
harflerinin kullanıldığı bu ilim, harf ve sayıların gizli güçlerinden
yararlanılarak, kuşlardan, insanlardan ve cinlerden gizlenmek için
de kullanılabilir.
- Özel Yazılı Bez/Giysi:
Gözlerden gizlenmek istendiğinde; yere bir daire çizilir ve gizlilik
merkezinde, Kamer'in döndüğü burçta gecelediğinde, Kamer saatinde ve
saatte harf içerisinde olduğu zamanda dairenin içinde ayakta durulur. Her
yöne, ilgili harfin adedi kadar konuşulur.
- Hicab (Koruyucu Muska):
Peygamberimize iman eden bir Cin'in anlattığına göre, bir koruyucu
"hicab" (muska) giyen kimseye kötülük gelmez; bu hicabı üzerine
asıp şerli bir sultanın yanına girerse onun şerrinden emin olur.
Sekizinci ismin hicab olarak kullanılması, kişiyi ruhanilerin gözünden
bile korur.
- Yedi Gün Oruç: Kişinin
kendisini hiç kimsenin görmesini istememesi durumunda, yedi gün riyazatlı
olarak oruç tutması, iftarını arpa ekmeğini zeytin yağına batırarak açması
ve Esma-i Seba'yı sağ göğsüne yazması gerekir. Sekizinci gün
huddamını görevlendirip yürüdüğünde, Allah'tan (c.c.) başka kendisini
hiç kimse göremez.
"Esma-i Seba" (Yedi İsim)
"Esma-i Seba" (Yedi İsim) terimi,
kaynaklarınızda geçen ezoterik ve ruhani ilimler (Havas) bağlamında, belirli
Süryanice kökenli isim gruplarını ifade eder. Bu isimler, büyük sırlara sahip
kabul edilen ve özellikle vefklerde, azimetlerde ve çeşitli majik uygulamalarda
kullanılan, harflerin kuvvetini artıran mübarek isimlerdir.
Kaynaklarda "Esma-i Seba" veya
"Yedi İsim" olarak geçen iki ana isim grubu bulunmaktadır: Esma-i
Kamer ve Tahatili Seba.
1. Tahatili Seba (Yedi Tahatili İsim)
Tahatili Seba, yedi Süryanice isimden oluşan
gizli bir sırdır. Bu isimlerin her birinin bir meleği, yardımcı meleği,
gezegeni ve Kur’ân-ı Kerim’den bir âyet-i kerimesi vardır.
Tahatili Seba isimleri şunlardır:
- Littahtıl
- Mehtahtıl
- Kahtaytıl
- Fehtaytıl
- Nehhattıl
- Cehhattıl
- Lahhattıl
Zimam (Kontrol) İsmi ve Kullanımı
Bu yedi ismin ilk harflerinden oluşan sekizinci
isim, aynı zamanda bu isimlerin zimamı (kontrolü) olarak kabul edilir: Limukfencil.
Bu isimler genellikle manileri (engelleri) iptal
etmede kullanılır. Özellikle arabi ayın son Çarşamba günü, Kamer Cevza
(İkizler) burcunda iken yazılıp engelli mekana atılırsa, o mekandaki bütün
engelleri, tılsımları, ok, kılıç, mızrak, cin şeytanları, ulvi ve süfli
ifritler gibi her türlü maniyi iptal eder.
2. Esma-i Kamer (Kamer İsimleri)
Esma-i Seba olarak da anılan, özellikle Kamer
(Ay) gezegeni ve Ay menzilleri ile ilişkilendirilen yedi isimdir. Bu
isimler, birçok acaib özellikleri ve garip sırları olan bir hazine
olarak kabul edilir.
Esma-i Kamer isimleri şunlardır:
- Leyahımin
- Leyalağvin
- Leyafürin
- Layarüsin
- Layaruğin
- Layarûşin
- Leyâşelşin
Sekizinci İsim ve İşlevi
Bu yedi ismin yanı sıra, uygulamalarda sıklıkla sekizinci
bir isimden bahsedilir ve bu isim, Esma-i Seba uygulamalarında tamamlayıcı
ve kritik görevler üstlenir.
Sekizinci ismin bazı temel işlevleri şunlardır:
- Gizlenmek (İhfa):
Sekizinci isim, gözlerden gizlenmek için olup, en güzel isimdir. Bu
isim, misk ve zaferan ile yazılıp üzerinde taşınırsa, kişiyi Allah'tan
(c.c.) başka hiç kimse göremez.
- Tılsımlı Suyu İptal Etmek: Tılsımlı
suyu iptal etmek için kullanılan sekizinci isimdir.
- Doğumu Kolaylaştırmak: Doğumu
şiddetli ve zor olan kadına yazılıp suyu içirilirse hemen doğum yapar.
- Bağlılığı Çözmek:
Erkekliği bağlanmış kimseye yazılıp yedi gün aç karnına suyu içirilirse
bağı çözülür.
- Müşteri Celbi: Yedinci
ve sekizinci isim kurşun levhaya nakşedilirse, tüccarın müşterileri celb
olur.
3. İsimlerin Genel Mistik Fonksiyonu
Esma-i Seba/Tahatili Seba/Esma-i Kamer, Havas
ilimlerinde geniş bir kullanım alanına sahiptir:
- Tılsım İptali: Engelli
mekana bırakıldığında bütün engelleri, tılsımları, yürüyücüleri ve uyku,
felç, korku gibi manileri iptal eder. Hurma dalına yazılıp sihirli olan
kişiye suyu içirilirse sihir iptal olur.
- Celb ve Teshir: Celbi
muhabbet ve teshir için kullanılır. Esma-i Seba'nın okunduğu ve vefkin
taşındığı kişi, makam sahibi ve büyüklerin yanına girerse, dilediği şey
neticelenir.
- Şifa ve Korunma: Düşük
yapan kadınlar için yedi ayrı kağıda yazılıp yedi gün içilir, sekizinci
gün gusül edilip üzerlerinde taşınırsa düşük yapmaz. Sihirli veya hasta
olan kimseye yazılırsa şifa bulur.
- En Yüce İsim: Bu
isimler içinde en yüce ismin yedinci isim olduğu söylenir. Bütün
ulvi ve süfli olanlar, Mülûkü Seba'ya (Yedi Melik) bağlıdır.
Kayıp Bir Kişiyi Geri Getirmek Veya Celb Etmek
(Çekmek)
Kayıp bir kişiyi geri getirmek veya celb etmek
(çekmek) için kaynaklarda, Havas ilmi ve Ebced hesaplarına
dayanan, genellikle harflerin, vefklerin, duaların ve özel ritüellerin
kullanıldığı çeşitli yöntemler detaylı olarak anlatılmıştır.
İstenen kişiyi celb etme yöntemleri, genellikle
kişinin adını, annesinin adını veya kişisel bir eşyasını kullanmayı gerektirir.
İşte kaynaklarda geçen, kayıp bir kişiyi geri
getirmek (celb etmek) için kullanılan özel ve detaylı yöntemler:
1. Beyaz Kağıt Suretini Havaya Asma Yöntemi
Bu, kayıp olan bir kimseyi çok seri bir
şekilde celb etmek için kullanılan en detaylı yöntemlerden biridir:
- Hazırlık: Beyaz
bir kâğıt alınır ve bu şahsın şekli (sureti/efijisi) kâğıt üzerine
çizilir.
- Yazım: Çizilen
şeklin göğsüne kasem (özel dua/yemin metni) yazılır. Şeklin başına
ise kayıp olan kişinin ismi yazılır.
- Ritüel: Yazılı
şekil bir nar dalına asılır.
- Buhurlama ve Okuma: Kündür
ve Cavi buhurları tüttürülerek, kasem şeklin üzerine 1002 defa
okunur.
- Celb Etme: Okuma
tamamlandıktan sonra, şekil rüzgâra karşı havaya asılırsa, kayıp
olan kimse en kısa zamanda gelir.
- Ek Tevkil (Ruhani Görevlendirme) ile Celb: Başka
bir kaynakta, yine beyaz kâğıda kişinin ve annesinin isminin yanı sıra
talip (isteyen) ve annesinin isminin yazıldığı özel bir tevkil (ruhani
görevlendirme duası) yazılır. Bu kâğıt havaya asılırsa, kayıp olan kişi
çok seri bir şekilde Allah'ın izniyle evine döner.
2. Kayıp Kişinin Elbise Parçasını Yakma Yöntemi
Uzak bir yerden bir kimseyi getirtmek veya celb
etmek için kişinin kendisine ait bir eşya kullanılır:
- Hazırlık: Celb
edilmek istenen kişinin elbisesinden bir parça alınır.
- Fitil Yapımı: Bu kumaş
parçasından yedi adet fitil yapılır.
- Yazım: Her
fitilin üzerine matlubun (istenilen kişinin) ismi, Esma-i Seba
(Yedi Süryani İsim) ve şu dua yazılır:
"Bismillahirrahmanirrahim.
Eyne ma tekünü ye’ti biküm. Feinnehü atin karib."
- Uygulama: Bu
fitiller zeytin yağı ile dolu bir kandilde, her gece bir tanesi
yakılır.
- Sonuç: Bu
amelin sonunda, matlubun olan kimse en kısa zamanda talibin yanına
celb olur.
- Benzer şekilde, matlubun
vücuduna temas etmiş elbise parçası üzerine özel dualar (örneğin
Esma-i Seba) yazılıp lüban ile buhurlanır. Eğer ateş harfleri fazla ise kağıt
ateşe atılır veya ateş altına gömülürse, bu celb yakıcı bir ateş
gibi çok kuvvetli olup üç gün geçmeden matlubun yanında hazır olur.
3. Ruhani Tılsımlı Celb Yöntemi
Bir tılsım yazılıp rüzgâra asılarak kayıp kişi
celb edilebilir:
- Kayıp kişiyi celb etmek için, özel bir tılsım beyaz bir kâğıt
üzerine yazıldıktan sonra güzel kokulu bir buhur ile buhurlanır.
- Daha sonra bu yazılı kâğıt kırmızı yün iplikle rüzgâra karşı
asılırsa, kayıp olan kişi denizde bile olsa ve yol mesafesi
kadar geç kalmadan Allah'ın izniyle gelir.
4. Bakır Suret ile Celb Yöntemi
Kayıp kişinin, esir (köle) olması durumunda bile
celp edilmesini sağlayan, Simya ilmiyle ilgili bir yöntemdir:
- Bakırdan bir suret yapılır
ve daha önce zikredildiği gibi şekiller (tılsımlar) aynen nakşedilir.
Nakış, harflere ait olan saatte ve burçta yapılmalıdır.
- Bu suret ile kayıp olan kişiyi celb edersin. Eğer o kayıp kişi esir
olsa bile yine de gelir.
5. Kayıp Mal ve Eşyayı Bulma
Eğer kastedilen kayıp kişi değil de kayıp mal,
köle veya hayvan ise, bu amaçla kullanılabilecek özel bir Esma-i Hüsna
bulunmaktadır:
- ELCAMİU C.C. İSMİ ŞERİFİ
(El-Câmi') isminin özelliğindendir ki: Kölesi veya hayvanı kaçan veya
bir eşyası kayıp olan kimse, bu ismi şerifi 114 defa
zikrettikten sonra kayıp olan eşyasını ararsa, Allah'ın izniyle bulur.
Uygulama Şartları ve Önemi
Bu tür amellerin başarılı olması için yerine
getirilmesi gereken genel şartlar mevcuttur:
- Riyazat ve Niyet: Amel
sırasında kişi düşüncelerden (aile, mal, sevinç, korku, üzüntü vb.)
uzak olmalı, kuvvetini, himmetini, iradesini ve arzusunu bir noktada
toplamalıdır.
- İcazet ve Ehliyet: Bu işi
yapan kişinin icazetli (izinli) olması şarttır. İcazetsiz kişi
babasız çocuk gibidir. Riyazat ehli olmayan kişiler bu amelleri
yapmamalıdır, aksi takdirde büyük zarar görürler.
- Zamanlama: Amel, yıldızların
ve gezegenlerin özelliklerine göre yapılmalıdır. Celb amelleri için
uygun saatler Müşteri saatleridir. Muhabbet amaçlı celb amelleri
genellikle Pazar gecesi veya Cuma gecesi yapılır.
- Buhurlama: Celb
amelleri genellikle Ud, Lübani zeker, Sandalı ahmer, Sent, Mastaki,
Cavi, Kündür gibi güzel kokulu buhurlarla yapılır.
Sürekli Zina Edene Engel Olmak
Ebced ve Havas ilmi kaynaklarında, bir kimseyi
(özellikle sürekli zina eden ve yuva yıkan erkeği) bir kadına karşı
cinsel olarak bağlamak (Ribat) veya iki kişi arasındaki gayrimeşru
ilişkiyi kalıcı olarak sona erdirmek için kullanılan, şer ameller
(kötülük amaçlı işlemler) bulunmaktadır.
Kayıtlarınızda, zina eden kadının genel
olarak cinsel eylemlerden tamamen alıkonulmasına yönelik doğrudan bir başlık
veya formül yerine, genellikle gayrimeşru bir ilişkinin (zina) önlenmesi veya
intikam alınması amacıyla erkeğin kadın fercine karşı bağlanması
yöntemleri detaylandırılmıştır.
İşte zina eden bir kişiyi (özellikle erkeği)
bağlama ve bu ilişkiyi kesme yolları:
1. Balmumu/Salyangoz Kabuğu ve Kasem İle Bağlama
(Ribat)
Bu yöntem, genellikle devamlı zina eden ve
yuva yıkan bir erkeğin erkekliğini bağlamak istendiğinde kullanılır.
- Hazırlık: Balmumundan
bir levha yapılır. Alternatif olarak, bir ip alınıp yedi düğüm
atılır.
- Yazma/Okuma: Balmumu
levha üzerine aşağıdaki gibi özel bir Azimet yazılır. Eğer ip
kullanılıyorsa, her düğüm atılırken yedi defa özel bir Kasem
okunur. Bu Kasem, bağlamayı niyet eden ifadeleri içerir:
- Okunacak Kasem'in bir kısmı: "Kezalike
yemüte zekeri fülan an ferci fülaneh." (Böylece filan erkeğin
zekeri, filan kadının fercine karşı ölsün).
- Balmumuna yazılacak Azimet'in
bir kısmı: "Akadtü fülan ibni
fülaneh an ferci fülanete binti fülaneh." (Filan oğlu filanı,
filan kızı filanenin fercine karşı bağladım).
- Gömme/Saklama: Yazılı balmumu
levha, matlubun (istenilen kişinin) geçtiği yol üzerine veya eşiğine
gömülür. Veya düğümlü ip, sümüklü böceğin kabuğu içine konulup
ağzı zift veya balmumu ile tıkandıktan sonra, eski ve sahibi bilinmez
bir kabre gömülür.
- Sonuç: Matlup
(kişi), gömülen şeyin üzerinden geçtikten sonra, o kadınla bir daha zina
etmez. Çözülmek istendiğinde ise, gömülen bu cismin kabirden çıkarılıp
düğümlerinin çözülmesi veya yakılması gerekir.
2. Yünden Fitil ve Ayet Kullanarak Bağlama
Zina eden bir erkeği ve yuva yıkmak isteyen bir
kadını bu kötü işten uzaklaştırmak amacıyla kullanılan bir diğer yöntem
şöyledir:
- Hazırlık: Yünden
kıvrılmış bir fitil alınır.
- Okuma ve Tevkil: Fitilin
üzerine Şems Suresi (Güneş) "Cellaha" lafzına kadar
okunur ve ardından şu özel tevkil (görevlendirme) söylenir:
"Tevekkelü
Ya huddame hazihil ayetiş şerifeti bi akdi zekera fülan an ferci fülanete bi
hakki Ahiyyen Şerahiyyen Edunayı Esbaütün Ali şedday.".
- Uygulama: Bu
fitilin üzerinden matlup olan kişi (erkek) atlatılırsa, hemen bağlanır.
- Çözme: Daha
sonra çözmek istenir ise, fitil yakılır ve kişinin bağlılığı hemen
çözülür.
Şer Ameller Hakkında Uyarı
Bu tür işlemler şer ameller (kötülük
amaçlı işler) kategorisine girmektedir. Kaynaklar, ruhaniyetleri hayır veya şer
olsun emirleri yerine getirmekte itaat ettiklerini belirtirken, şer
amellerinde Allah Teala'dan korkulması gerektiğini önemle vurgulamıştır.
Hak etmemiş suçsuz bir kimseye bir şey yapılması durumunda, yapılan amelin kişinin
kendisine döneceği uyarısı da bulunmaktadır.
Bu amellerin riyazat ehli olmayan kişiler
tarafından yapılması durumunda ise, okuyanın büyük zarar göreceği
belirtilmiştir.
(Ribat) Amaçlı İp Okuma Usulü
Ebced ve Havas ilmi kaynaklarında, "ip
okuma" usulü genellikle bir kişiyi birine karşı cinsel olarak bağlamak
(Ribat) veya iki kişinin arasını düzeltmek/muhabbet celb etmek amacıyla
kullanılan güçlü bir tılsım veya ritüelin parçasıdır.
İstenen amaca göre ip (veya fitil/bez parçası)
üzerindeki usul ve okunacak dualar değişmektedir:
I. Bağlama (Ribat) Amaçlı İp Okuma Usulü
Bu usul, genellikle bir erkeğin belirli bir
kadına karşı cinsel olarak bağlanması (zina etmesini önlemek veya ilişkiyi
kesmek) amacıyla yedi düğüm atılarak uygulanır.
A. Usul ve Malzemeler
- Malzeme: Kırmızı
renkli ibrişim veya sadece bir ip/iplik kullanılır.
- Düğümleme: İpe yedi
(7) düğüm atılır.
- Okuma Şekli: Her
düğüm atılırken veya bağlanırken, seçilen kasem yedi (7) defa okunur.
- Yerleştirme (Ribatın Kalıcı Olması): Düğümler
tamamlandıktan sonra bu ip, bir sümüklü böceğin kabuğu içine
konulup ağzı zift veya balmumu ile tıkanır. Kabuk daha sonra eski ve
sahibi bilinmez bir kabre gömülür.
- Çözme: Bağlı
olan kişinin kurtulması için, gömülen bu cisim kabirden çıkarılıp
düğümlerinin çözülmesi gerekir.
B. Okunacak Kasemler (Ribat Amacıyla)
1. Cinsel Bağlama (Ribat) Kasemi: Her düğümde
yedi (7) defa okunan ve filan erkeği filan kadının fercine karşı bağlama
niyetini içeren Kasem şöyledir:
"Üfin Kufin Düfin Ve hıle beynehüm ve beyne
ma yeştehüne kema füile bieşyaihim min kablü innehüm kanü fi şekkin mürib.
İnneke meyyitün ve innehüm meyyitün. Kezalike yemüte zekeri fülan an ferci
fülaneh."
2. Şems Suresi ile Bağlama (Düğümleme): Başka bir
bağlama (ribat) usulünde, Şems Suresi kullanılır. Sure on beş (15) ayet
olup, Sure'nin her ayetinin sonunda bir düğüm atılır (toplam 15 düğüm).
Düğümler atıldıktan sonra (veya bu süreçle bağlantılı olarak) ilave Kasem
okunur:
"Ya Hamişen Ya Şehlişen Ahmişahüm edhulü fi
heyeti ala fülan ibni fülanete hatta la yenamü ve la ye’külü vela teşrabü vela
yekünü lehü kararun hatta ye’tiyel mehabbete eddaireti bidevaril leyli ven
nehari ma bi kalbi el ğallabi aranün taslihu Elvâhan 2 Elacele 2 Essâate
2."
II. Celb ve Muhabbet Amaçlı Fitil (İp) Okuma
Usulü
Muhabbet celbi veya heyecanlandırma (tehyic)
amaçlandığında, ip yerine genellikle fitil yapılan bir kumaş veya kâğıt
parçası kullanılır ve bu parça yakılır.
A. Usul ve Malzemeler
- Malzeme Tercihi: Matlubun
(istenilen kişinin) vücuduna temas etmiş elbisesi parçası tercih
edilir, çünkü bu amelin daha kuvvetli ve hızlı olmasını sağlar. Beyaz
kâğıt veya kırmızı bez de kullanılabilir.
- Yazım: Seçilen
parça üzerine tılsımlar, vefkler veya özel celb duaları yazılır. Matlubun
ve annesinin isimleri yazımda mutlaka belirtilir.
- Uygulama: Yazılı
bez/kâğıt fitil gibi bükülür ve temiz zeytinyağı bulunan
yeni bir kandile/lambaya takılıp yakılır.
- Zamanlama ve Yön: Kandilin
yüzü matlubun evine doğru çevrilir. Bu amel genellikle Pazar gecesi
veya Cuma gecesi yapılır.
- Buhurlama: Fitil
yanarken Lübani zeker, Mastaki, Senderus gibi güzel
kokulu buhurlar tüttürülür. Buhur, ruhanilerin gıdası olduğu için amelin
tesirli olması için önemlidir.
B. Okunacak Dualar (Celb ve Tehyic Amacıyla)
1. Celb ve Tehyic Kasemi (Genel): Fitil
yanarken Kasem okunur ve her okumada tevkil (görevlendirme) yapılır.
"Tevekkel yâ abdurrahmân ve yâ abdulvâhid ve
yâ abdus samed bi celbi ve tehyîci fülân ibni fülânete bi mehabeti fülânete
binti fülânete bi hakki mâ ta'tekıdûnehü min hâzihis sûreten." (Bu Kasem,
özellikle İhlâs Suresi ile celb yapılırken 1002 defa okunur).
2. Celb için Sadece Matlup Adediyle Okuma: Matlubun,
talibe çok hızlı meyil etmesi için, fitil üzerine Kasem, matlup, talip ve
anneleri isimlerinin adedince (cümeli ebced hesabı ile) okunur.
3. Ruhani Çağrı ve Haber Alma İçin İp Kullanımı
(İhfa): Eğer amaç kaybolan bir kimseyi (celb) veya gizli haberleri getirtmek ise,
yazılı bir hatem (tılsım) kırmızı yün iplikle rüzgâra karşı asılır. Bu
sırada Azimet okunursa, kayıp kişi denizden bile olsa geri gelir.
- Rüzgâra Karşı Asarken Okunacak Kasem: Yazılan
kağıt rüzgâra karşı asılırken, Azimet olarak Esma-i Seba (Yedi
Süryani İsim) okunur. Okuma tamamlanmadan matlubun yanına geleceği
belirtilir.
Özetle, ip (veya fitil)
okumada usul, amelin niyetine göre değişir: bağlama için düğüm ve gömme,
celb için ise yazım ve yakma esastır. Her iki durumda da duaların veya
kasemlerin doğru adetle ve huşu içinde ezberden okunması, zira kalbin
yazı ile meşgul olmasının Kaynaklarınız, Havas uygulamalarının,
zikirlerin, kasemlerin ve duaların etkili olması ve gerçekleşmesi için
kişinin tam bir iman, takva (Allah korkusu) ve manevi disiplin
içinde olmasını, dolayısıyla namaz ve diğer ibadetleri yerine
getirmesini zorunlu kılan katı şartlar olduğunu açıkça belirtmektedir.
Keşf (İstihare) Yöntemleri
Sorgunuz, özellikle Havas ilmi geleneği
içinde, gizli bilgileri (define, kayıp eşya, gelecekteki olaylar) ortaya
çıkarma yolları olan rüya yoluyla keşif (İstihare) ve diğer fiziksel/ruhani
yöntemleri (Mendel, Terbi', Riyazat) kapsamaktadır.
Kaynaklarınız, bu amaçla kullanılan çeşitli
ritüelistik teknikleri, gerekli duaları ve uygulama şartlarını detaylıca
açıklamaktadır:
I. Rüya Yoluyla Keşf (İstihare) Yöntemleri
Rüya yoluyla keşif (İstihare), genellikle özel
bir namaz kılındıktan ve belirlenen ayet veya esmalar okunduktan sonra uykuya
yatılarak yapılır.
A. Define ve Hazine İstihareleri
Define ve hazinelerin yerini öğrenmek için en
kuvvetli istihare yöntemleri şunlardır:
- Namaz ve Kur'an Ayetleri ile İstihare:
- Önce
güzelce abdest alınır ve iki rekat istihare namazı kılınır. Her
rekatta Fatiha ve kırk defa İhlas Suresi okunur.
- Namazdan
sonra kıbleye karşı iki diz üzerine oturulur ve'de yer alan ayet
(Vellezine amenu ve amilus salihati...) üç yüz (300) defa okunur.
- Daha
sonra dünya kelamı konuşmadan kıbleye karşı sağ yanın üzerine
yatılır.
- Rüyanızda
ruhanilerden iki kişi gelip, definenin nerede olduğunu ve nasıl
çıkarılacağını size söylerler.
- Özel Dua ve Esmalarla İstihare:
- Yatsı namazı kılındıktan
sonra yattığınız yerde yedi defa Şems Suresi, yedi defa Duha Suresi,
yedi defa Tin Suresi okunur.
- Ardından şu dua bir defa
okunur: "İhdinî yâ hâdî ve ahbirnî yâ habîr ve ebsirnî yâ basîr
ve beyyinlî yâ mübîn.".
- Kıbleye karşı sağ yanın
üzerine yatılır. Rüyada birisi gelip, definenin yerini, gerekli olan
buhurunu, azimetini ve kurbanını söyler. Eğer ilk gece görülmezse, ikinci
veya üçüncü gece kesinlikle görülür.
- Hacet Namazı ve Berheyula İsmi:
- İstenilen bir şeyi rüyada
görmek için altı rekat hacet namazı (ikişer rekatta selam
verilerek) kılınır.
- Namazdan sonra sağ avucuna
yedi defa Berheyula ismi yazılır.
- "Tevekkelû yâ huddâme
hâzel ismiş şerîfi erûni fî menâmi kezâ ve kezâ" duası okunduktan
sonra yatılırsa, istenilen şey rüyada görülür.
B. Kayıp Eşya ve Genel İşler İçin İstihare
- Habir İsmi Vefki: Gurbete
gitmiş veya firar etmiş bir kimseden haber almak ya da önemli bir işin
sonucunu öğrenmek için, Habir ismi şerifinin vefki bir levha
üzerine yazılır. Levhanın arka tarafına altı yüz (600) adet Hı (خ) harfi ve murat yazılır. Bu levha
başının altına konulup yatılır. Rüyada her ne olursa görülür ve tatmin
olunur (Gizlilik şarttır).
- İhlas ve Ya Allah Zikri: Cuma
gecesi yatsı namazından sonra tenha bir yere çekilip 66 defa İhlas Suresi,
5631 defa Ya Allah ismi şerifi, 1000 defa Maşâallah ve 1000 defada
Salavat okunur ve yatılır. Rüyada bir melek gelip arzu edilen ve
öğrenilmek istenen şeyi bildirir.
II. Diğer Keşf ve Haber Alma Usulleri
Rüya dışında, Cinleri, ruhanileri ve gizli
sırları görerek veya fiziksel nesneleri hareket ettirerek keşif yapma
yöntemleri mevcuttur.
A. Mendel (Yansıtma/Bakıcılık) Yöntemleri
Mendel, ruhanileri bir yüzeyde görünür kılarak
bilgi almayı sağlar:
- Su İçinde Cin Kabilelerini Görme (Zati
Mendel):
- Yeni bir kap içine zaferan ve
gülsuyu ile davet duası yazılır ve yazı su ile silinir.
- Sent buhuru
tüttürülerek suya bakılır ve Azimet okunur.
- Suyun içinde Cin kabileleri
açıkça görülür. Onlar sana hırsızlık,
define, hazine ve kayıptan cevap verirler. (Bu amelde bakıcıya ihtiyaç
yoktur, okuyan kişi bizzat görür).
- Çocuk Avucunda Görme:
- Akıl baliğ olmamış bir
çocuğun avucunun ortası mürekkep ve zeytinyağı ile karalanır.
- Çocuk bakarken, cavi,
kündür ve kizbere buhurları yakılarak Kasem okunur.
- Bakıcı (çocuk) avucunda bir
genişlik görüp ruhanilerin geldiğini söylerse, sorulan sorulara cevap
alınır.
B. Terbi' (Eşya Yürütme/Yönlendirme) Yöntemleri
Define veya gizli şeylerin yerini nesnelerin
hareket etmesi yoluyla tespit etme usulleri:
- Hurma Dalı ile Terbi':
- Henüz meyve vermemiş hurma
ağacından bir dal alınır. Dalın üzerine ve bir kağıda Ğazali müsellesi
ve vefk yazılır.
- Kağıt, dalın yarılan bir
kenarına konulur.
- Kasem okunarak şüpheli
mekanda yürünür; dal yürür ve şüpheli yerin üzerinde durur.
- Bıçak ve İplerle Terbi' (Yasin Suresi):
- Feceşin sezhazin hatemi levha
üzerine yazılıp ortasına bir bıçak çakılır.
- Yedi renk ipek iple bağlanan
levha, Cavi ve Lüban buhurları tüttürülerek Yasin Suresi okunur.
- Levha dönerek definenin
üzerinde durur.
- Kuş ve Hayvanlarla Keşf:
- Horoz: Şuara
Suresi'nin 57. Ayeti (Fe ahrecnâhum min cennâtin ve uyûn) bir kağıda
yazılıp beyaz renkli bir horozun boğazına asılır. Horoz define şüphe
edilen menzile salınırsa, definenin bulunduğu noktayı ayağıyla eşeler.
- Çocuk: Çocuğun
avucuna Feceşin sezhazin hatemi yazılır. Çocuk mekanda Cin Suresi
okunarak dolaşırken, hazinenin üzerine geldiği zaman eli ile yere
vurur.
C. Doğrudan Ruhani Müşahede (Perdenin Kalkması)
Kişinin manevi gücüyle perdeleri kaldırıp
ruhanileri görerek bilgi alması:
- Ruhani Kral Derdeyail'i Görme: Güzel
kokular sürülerek, helal gıda ile oruç tutularak ve ismi şerifin zikrine
aylarca devam edilerek riyazat yapılır.
- Bunun sonucunda ufukları
kaplamış ruhani ordusu ve ruhanilerin Kralı Derdeyail kırmızı
bir Deve üzerinde yeşil elbiseyle gelir, oturup selam verir ve hacetini
sorar.
- Perdelerin Kalkması: Müşteri
saatinde kalay bir levha üzerine vefk yazılıp, her gün iki gözün
arasına konularak vefke bakılır ve ismi zikredilmeye devam edilirse, ruhani
alemden olan perdeler kalkar ve ruhanilerin önderi Datyail görülür.
D. Zihin Okuma ve Gizli Şeyleri Bilme
- Hayvan Organları ile Düşünceleri Anlama: Kör
hayvanın (Köstebek) beynini, Maymun kalbini ve Kervan iti (Balıkçın kuşu)
etini karıştırıp yedikten sonra, gelen kişilerin beyninden geçen fikir ve
düşünceleri göz ucuyla bakarak anlamak mümkündür (Bu, Eflatun'a atfedilen
ve özel Esmalarla desteklenen bir yöntemdir).
- Gizli Sırrı Bilme: Kema
yürmin (Ya Alimü) ismini, kalbiyle zikredip şeklini alnında düşünen
kimseye her şeyi bilme sırrı verilir ve Cinler hizmetçi olur.
- Gözlerden Gizlenme (İhfa): Yere bir
daire çizilir ve gizlilik merkezinde, Kamer'in dönen bir burcunda
gecelediğinde, Kamer saatinde dairenin içinde ayakta durulur ve her yöne
bu harfin adedi kadar konuşulursa kuşlardan, insanlardan ve cinlerden gizlenilir.
Namaz Kılmayanların Duası Kabul Olmaz
Namaz kılmayan
veya diğer şeri şartları yerine getirmeyen birinin yaptığı Havas
amellerinin veya okuduğu duaların etki etmesi beklenmez.
İşte kaynaklarda geçen, namaz (ibadet) ve
takvanın amellerin tesiri üzerindeki rolü hakkında temel bilgiler:
I. Takva ve İbadet Zorunluluğu
Ruhani işlemlerin başarısı, teknik kurallardan
önce manevi temele dayanır.
1. Amelin Gerçekleşme Çerçevesi
- Amelin gerçekleşmesi, Allah Teala’nın takvası çerçevesindedir.
- Eğer Takva olmazsa, bu kitaptaki hiçbir amel (İş) gerçekleşmez
ve hiçbir amel kamil (tam) olmaz.
- Bir amele başlamak için imanı kamil ile başlamak ve kalben
inanarak Allah’a yönelmek gerekir.
- Ruhaniler, şeriata göre hareket ettiklerinden dolayı şüpheli
olan hiçbir ameli yapmazlar ve şeriata aykırı olan işlerde sakın
kullanmaya kalkmamalıdır.
2. Temel Manevi Şartlar
- Amel işleyen kişi için gereken şartlar arasında tam taharetli olmak
(bedenin, elbisenin ve mekanın temiz olması) ve kıbleye yönelerek
iki diz üzerine oturmak esastır. (Tam taharet, namaz öncesi temizlik
şartlarını kapsar.)
- Talibin nefsinin kötülüklere ve şeytani arzulara meyilli olmaması
gerekir. Bu ilim sadece yüksek mertebelere ulaşmak için
kullanılabilir; aksi takdirde kişinin kendisine zarar verir.
- Başarı ve manevi yükselme, haram yememek, helal yiyip içmek, yalan
ve gıybetten kaçınmak, sıdka ve nasihata önem vermek gibi takva
şartlarıyla elde edilir.
II. Havas İşlemlerinde Namazın Rolü
Kaynaklarda tarif edilen hemen hemen her önemli Havas
işlemine, hazırlık veya uygulamanın bir parçası olarak namaz dahil
edilmiştir:
- Hacet Namazı: Çoğu ruhani davet, vefk
hazırlama, Cin indirme, istihare, rızık celbi, muhabbet ve düşmandan
intikam alma gibi ameller için iki rekat hacet namazı kılmak
şarttır.
- Özel Namazlar:
- Zalimi Tedmir (Helak Etme): Zalimden intikam almak
istendiğinde, gece yarısı kalkıp yüz (100) rekat namaz kılmak
gerekir.
- Yüksek Makamlar ve Hizmet: Ruhani hadimler, talibe her
gece 12 rekat namaz kılmasını söylerler ve bu, hizmeti kullanma
hakkına sahip olmanın şartıdır. Ayrıca bazı Esma-i Hüsna'nın zikri, farz
namazın ardından yapılmalıdır.
- Rüyayı Keşfetme: Anlaşılmayan rüyaları keşfetmek için yatsı
namazından sonra dört rekat namaz kılınır.
- Manevi Yol: Nebi'nin
yolu (Peygamberin yolu) nedir diye sorulduğunda verilen cevap: "Namaz,
Oruç ve insanlar çok derin uykuda iken zikir yapmaktır". Bu,
ibadetlerin bu manevi yolun temeli olduğunu gösterir.
3. Namaz Kılmayanın Durumu
Kaynaklar, Havas ilmine giriş kapısının
açık olduğunu söylese de, bu ilmi hakkıyla öğrenmek ve uygulamak için manevi
disiplin şarttır.
- Yoldan sapmış şeyhlerden evrad alan ve ilim ve ifade ehliyle
oturmayı yasaklayan bir taife hakkında Tilmisani, bu kişilerin aldanacağı
ve yoldan sapıtacağı uyarısını yapar.
- Namaz ve takvadan uzak bir kişinin yaptığı Havas ameli, sahih
(gerçek) olmaz ve asla gerçekleşmez.
Özetle: Kaynaklara göre, Havas işlemleri,
Allah'ın izniyle gerçekleşen ilahi sırlar ve kudretler üzerine kuruludur. Bu
kudretin kapısını açmanın yegane yolu ise, takva, temizlik, helal yaşam ve
namaz gibi zorunlu ibadetleri yerine getirmekten geçer. Namaz kılmayanın Havas
işlemleri yapması teorik olarak mümkün olsa da, kaynaklara göre bu
işlemlerin başarıya ulaşması veya etki etmesi mümkün değildir. Bu durum,
radyo sinyalini yakalamaya çalışmaya benzer: Anten (namaz ve ibadet) doğru
frekansta (takva) ve doğru yönde (niyet) ayarlanmadıkça, yayın (ruhani etki)
asla alınamaz. huşu'yu ortadan kaldıracağı ve dolayısıyla icabeti
engelleyeceği belirtilmiştir.
Dua Ve Havas (Ruhani İlimler) İşlemlerinin Kabul
Edildiğine Dair İşaretler
Dua ve Havas (ruhani ilimler) işlemlerinin kabul
edildiğine veya başarılı bir şekilde tamamlandığına dair işaretler, bu
kaynaklarda büyük ölçüde ruhani varlıkların zuhuru (ortaya çıkması),
fiziksel reaksiyonlar ve talep edilen sonucun hızla gerçekleşmesi olmak
üzere çeşitli kategorilerde açıklanmıştır.
İşte kaynaklarınızda geçen, bir duanın veya
amelin kabul/tamamlanma işaretleri:
I. Ruhanilerin Zuhuru ve Doğrudan İcabet (Kabul)
Amelin en güçlü kabul işareti, ruhani
hizmetlilerin (hadim veya mülük) bizzat zahir olması ve talibin taleplerine
cevap vermesidir.
- Hizmetlilerin Hazır Olması: Yapılan riyazat, davet veya
kasem (yemin) okumalarının sonunda, hadimler saf tutarak önünüzde durur
ve size selam verirler.
- Soruya Cevap Verme: Ameli
bitirdikten sonra hadimler, "Ey salih kişi! Bizden ne
istiyorsun?" diye sorarlar. Harf davetlerinde (örneğin Bâ, Hâ, Mim
harfleri), "Bu harfin ruhanisi, senin sorduğun her şeye acilen
cevap verir" ifadesiyle ruhanilerin cevap vermesi kabul işareti
olarak gösterilir.
- Hızla Gerçekleşen Talep:
- Eğer matlup (istenilen kişi)
yakın bir yerde ise, icabet aynı saatte Allah'ın izniyle gerçekleşir.
- Matlubunuzun çok seri bir
şekilde yanınıza gelmesi.
- Ruhani yanınıza seri bir
şekilde gelir ve isteklerinizi Allah Teala'nın izniyle yerine getirir.
- Matlubun yalın ayak, deli
gibi koşarak gelmesi (Muhabbet amellerinde).
- Rüya Yoluyla Haber: Hadimler
ve ruhaniler, oruçlu olarak yapılan bazı zikirlerin sonunda, uykuda
gelip talep edilen haberi verir.
II. Fiziksel ve Mekansal Değişimler
Bazı havas amellerinde kabul,
uygulayıcının niyetinden bağımsız, çevredeki fiziksel olayların değişmesiyle
anlaşılır.
- Nesnelerin Hareket Etmesi (Terbi'):
- Kamışın Dönmesi: Bir
vefkin tatlı nar sopasına asılıp buhurlanarak dua okunması sırasında vefkin
dönmesi, icabetin alameti ve maksadın tamamlandığına dair şüphe
olmayan kesin bir işarettir.
- Çubuğun Durması: Define
arama (terbi') amellerinde kullanılan nar dalının veya çubuğun, definenin
olduğu yere gelip ani bir duruşla durması, hazinenin orada
bulunduğunu gösterir.
- Kandil/Buhur Reaksiyonları (Celb):
- Bir celb fitili yakılırken, kandilden
şerare (kıvılcım) uçuşmaya başlarsa, bil ki a'vanlar (yardımcılar)
gelmiştir.
- Fitildeki ışığın çoğalması,
amelin olmuştur anlamına gelir.
- Cin çıkarma amellerinde
(tedavi sırasında), buhur yakmak şarttır. Buhurları yaktığın zaman,
gıdasını alan ulvi ve süfli ruhanilerin sana hizmet ve itaat etmesi,
amelin kabulünün bir parçasıdır.
- Gizlenme (İhfa) Alametleri:
Gözlerden gizlenme amellerinde, belirli bir yerde durup daveti okuduktan
sonra gölgenin kaybolması, kimsenin seni göremeyeceği anlamına
gelir.
- Hardalların Toplanması (Define): Bir avuç
hardal üzerine dua okunup şüpheli mekana serpildikten sonra, ertesi
sabah hardalların gömülü bir şeyin üzerinde toplanmış olması, o
mekanda define olduğuna işarettir.
III. Hastalık ve Sihir Tedavisinde İşaretler
Cin çıkarma (sara tedavisi) ve sihir bozma
amellerinin kabulü, hastanın tepkileri ve iyileşme belirtileri ile anlaşılır.
- Hastanın Tepkileri:
- Cin Hastası: Okuma sırasında hasta bayılırsa
Cin hastasıdır. Cinni arız olan hasta, Azimet okunmaya devam
edildiğinde konuşana kadar bu işleme devam edilir.
- Sihir Hastası: Hasta okuma sırasında gülerse
sihirden kaynaklanan bir hastalığa yakalanmıştır.
- Normal Hastalık (Tabiattan): Hasta okuma sırasında ağlarsa
hastalığı tabiattan kaynaklanmaktadır.
- Vücutta Hareketlenme: Vücuda
arız olan Cinniyi çıkarmaya yönelik tedavide, hastalığın gittiğine
alamet, azalarında hareketin başlamasıdır.
- Doğrudan İyileşme:
Süryanice isimlerin (Tahatili Seba) kullanıldığı sihir bozma amellerinde,
sihirlinin yazı silinmiş suyu içtikten sonra Allah'ın izniyle sihri
iptal olur ve kurtulur. Rahin ismini zikreden kimse, sihirli veya
saralı hastaya nazar etse, hasta o anda Allah'ın izniyle iyileşir.
IV. Manevi ve Kişisel Güçlenme
Duaların ve Havas amellerinin nihai kabulü,
uygulayıcının içsel durumunda ve dışsal itibarında meydana gelen
değişikliklerdir.
- Perdelerin Kalkması: Esma-i
Şerif zikrine uzun süre devam eden kimseye, ruhani alemden olan
perdeler kalkar ve onların önderlerini görme imkanı elde eder.
- Kararlılık ve İman: Duanın
kabulünün en temel şartı, amele iman-ı kamil ile başlamak ve şüphe
etmemektir. Peygamberimizin buyurduğu gibi: "Allah'a dua
ederken kabul olacağına inanarak dua ediniz". Şüphe, yapılan
ameli bozar.
- Sosyal İtibar ve Kabul: Bir
vefki üzerinde taşıyan bakire kızın her taraftan görücü gelmesi, izzet,
kabul ve güzellik kazanması. Hakimler ve ileri gelenler yanında kabul
olunup saygı görmek. Vezirin hatemi taşıması durumunda, sözlerinin
Sultan nezdinde makbul olması ve Sultanın her şeyi ona danışması.
Özetle, Havas uygulamasının kabul olduğu,
çoğunlukla gözle görülür bir müşahede (ruhaninin gelmesi, nesnenin
hareket etmesi, ışık oynaması) veya talep edilen sonucun hızla ve anında
gerçekleşmesi ile anlaşılır.
Yorumlar
Yorum Gönder